soluma(k), kesik kesik/sık sık nefes alma(k).
nefesi kesilme(k), nefes nefese kalma(k).
paf paf buhar vb. salıverme(k).
nefes nefese koşmak/anlatmak.
panting along the bicycle: nefes nefese bisikletin yanında koşma.
(kalp vb.) şiddetle çarpma(k), hızla atma(k), çarpıntı.
dalgalara göğüs germek, dalgalarla sarsılmak. Denizcilik
pantalon+.
a pant leg: pantalon paçası. Sıfat
özlemek, özlemini çekmek, şiddetle istemek, can atmak.
to pant for revenge. She was panting for dance,
but nobody asked her.
slack suit (2). İsim