1. zehir, ağı, sem.
    Strychnine and opium are poisons.
    deadly poison: öldürücü zehir.
    slow
    poison: yavaş etki gösteren zehir.
    hate like poison: şiddetle nefret etmek.
  2. zararlı/zehirleyici/bozucu şey.
    Hate becomes a poison in the mind.
  3. zehirlemek, zehir içirmek.
  4. zehirleyerek öldürmek.
  5. içine zehir katmak.
  6. bozmak, berbat/ifsat etmek, fesat katmak.
    to poison one's mind.
  7. (enzimin/tezgenin) etkisini azaltmak, faaliyetini önlemek.
eline mikrop kaptırmak Fiil
bütün hayatını zehir etmek Fiil
bütün hayatını zehirlemek Fiil
zehirlemek Fiil
zehir vermek Fiil
su baldıranı
(Cicuta maculata).
zehir içerek intihar etmek Fiil
zehirlenmeden ölmek Fiil
birine zehir vermek Fiil
zehirleyerek adam öldürme
birini zehirle öldürmek Fiil
şişelerin üzerinde zehir etiketi vardı
poison sumac İsim
poison sumac İsim
otlara karşı mücadele ilacı
zehirli gaz. İsim
zehirli gaz büyük baldıran
(Conium maculatum). İsim
zehirli sarmaşık
(Rhus radicans): dokununca vücudu zehirleyen Amerika sarmaşığı. İsim
zehirli funda
(Rhus). İsim
poison sumac. İsim
zehirli sarmaşık
(Rhus diversiloba): ABD ve Kanadanın Pasifik kıyılarında yetişir. İsim
imzasız mektup yazan
birinin zihnini birine karşı zehirlemek Fiil
zehirli sumak
(Rhus Vernix): bataklıklarda yetişen, yaprakları tüysü, meyvesi beyazımsı bodur ağaç. İsim
zehirli gaz uygulamak Fiil
denetimin ele geçirilmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalan bir şirket hissedarlarının bazen başvurdukları taktik
bu durumda
hissedarlar yönetim kuruluyla mutabakata vardıkları bir fiyat üzerinden ellerindeki hisselerini şirkete satarlar
zehir etkisini gösterdi.