belleğini/hafızasını yoklamak, hatırlamaya çalışmak.
eski evraklar arasında aramak
Fiil
(a) gazinoda mizleri tırmıkla toplamak, (b) çok para kazanmak.
He must be raking in $2000 a week. (c)
rake it in
k.d. çok para kazanmak.
He must be raking it in!
hızla çok para kazanmak
Fiil
gayrımeşru yoldan para almak.
araştırıp bulmak, bulup buluşturmak.
I'll try and rake out something for you to wear. rake out the fire: ateşi söndürmek için kömürlerini çıkarmak.
(a) (toprağı) tırmıklamak, (b)
mec. (geçmişi) kurcalamak, tekrarlamak.
eski el yazmalarını bir bir gözden geçirmek
Fiil
birlikte servet yapmak
Fiil
(a) güçlükle bulmak.
rake up enough money for the rent. (b) (geçmişi) eşelemek, kurcalamak.
şiddetle azarlamak, haşlamak.
bir şeyden kâr elde etmek
Fiil