1. hızla/şiddetle kapama(k), çarpma(k).
    to slam the door.
  2. hızla/gürültü ile vurmak/yere çalma(k)/fırlatma(k).
    He slammed his books upon the table.
  3. yumruk indirmek, hızla vurmak.
  4. şiddetle eleştirmek/tenkit etmek.
    The senator slams government spending.
  5. sövmek, küfretmek, kalaylamak.
  6. şiddetle kapı kapama gürültüsü.
  7. şiddetli tenkit, küfür.
  8. (briç) her eli kazanma.
    grand slam: her eli kazanma.
    little slam: biri hariç her eli kazanma.
(a) kapıyı birisinin yüzüne kapamak, (b) görüşmeyi kabaca reddetmek.
çarpmak Fiil
(güreşte) künde, rakibini kaldırıp mindere fırlatarak sırtını yere getirme.
bir elde hepsini kazanma. little slam. İsim
bir sezonda bütün şampiyonlukları kazanma. İsim, Spor
tam başarı. İsim
13 elden ibaret oyunun 12 sini kazanma. grand slam İsim
13 elden ibaret oyunun 12 sini kazanma. grand slam İsim
gürültü ile yere çarpmak/örtmek.
slam down the lid of a box.
birden frene basmak.
kapıyı çarpmak Fiil
çarpıp kapamak, (kapı) çarpmak/vurmak.