1. Zarf sıkı sıkıya, şiddetle, kesinlikle, tamamen, tam olarak, mutlaka, tamamıyla, tam manasiyle, münhasıran.

    That's not strictly true: Bu, tam manasiyle doğru değildir.
    strictly speaking: daha doğrusu, doğrusunu söylemek gerekirse.
    smoking is strictly prohibited: sigara içmek kesinlikle yasaktır.
    The car park is strictly for the use of customers: Park yeri münhasıran müşterilere mahsustur.
dar yorumlanmış
ilgi çekici olmayan
kesin yasaklanmış
kelimenin tam anlamıyla
bir maddeye sıkı sıkıya bağlı kalmak Fiil
bir şarta tamamıyla bağlı kalmak Fiil
bir maddeye sıkı sıkı bağlı kalmak Fiil
bir programa sıkı sıkıya bağlı kalmak Fiil
kendini tamamiyle işe vermek Fiil
kesin ve salt sorumlu olmak Fiil
ağzına katre içki koymamak Fiil
kurallara sımsıkı bağlı kalarak davranmak Fiil
zorunlu hallerde Zarf
zorunlu olması halinde Zarf
bir şeyden kesinlikle uzak durmak Fiil
sadece peşin ödeme şartı
kesintisiz nakit ödeme şartları İsim
doğrusunu söylemek gerekirse