ölmüş

Turkish-English Translation

  1. dead
  2. cold
  3. deceased
  4. defunct
  5. departed
  6. parted
  7. dead as a door nail
  8. dead person
  9. (person , thing) dead
  10. dead as a doornail
  11. as dead as a mutton
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(kazada) anında ölmüş
killed instantly
kesin olarak ölmüş
stone dead
ölmüş bir kimsenin şahsi temsilcisinin
appropriate to a debt
ölmüş bir kişi anısına mezar taşına yazılmış yazı
epitaph
ölmüş gibi yapmak
to play possum Verb
ölmüş gitmiş
as dead as a door nail
ölmüş kimse
decedent
ölmüş kimse
deceased person
ölmüş olması gerekirken hâlâ yaşamak
to live on borrowed time Verb
eşler sanki ölmüş gibi evliliğin sona ermesi durumu
absolute divorce
mahkemenin bir kimsenin ölmüş olduğuna karar vermesi
declaration of death Noun
altüst olmuş
(person) in a state of confusion
altüst olmuş
upset
altüst olmuş
(place) in a state of commotion
berbat olmuş iş
bungle
berbat olmuş şey
hash
bir yerde olmuş olması gerekmek
to kick about Verb
borcu ticari faaliyet dışında olmuş borçlu
sundry debtor
çırağı olmuş
apprenticed
çırak olmuş
apprenticed
çırak olmuş
indented
demode olmuş
obsolete
depremde yerle bir olmuş
razed by earthquake
deşifre olmuş
compromised Adjective
dikey entegre olmuş firma
integrated trust
dikey olarak entegre olmuş firma
integrated trust
eskiden başkan olmuş olmak
to have passed the chair Verb
gıyabında mahkûm olmuş
sentenced in absence
Güzel olmuş mu?
How do you like it?
harap olmuş
down the drain
harap olmuş
decayed
harap olmuş bina
wrecked building
Hindistan'da zengin olmuş Avrupalı
nabob
hukuk âlimi olmuş
learned in the law
iki büklüm olmuş kocakarı
crone
ikinci defa mahkûm olmuş kimse
recidivist
ıslah olmuş
regenerate
israf olmuş
lost
itiraza konu olmuş
contradicted Adjective
kefaletle tahliye olmuş
out on bail
kontamine olmuş
contaminated
kullanılmaz olmuş
out of use
kullanılmaz olmuş
obsolete
lime lime olmuş
torn to ribbons
mahcup olmuş
abashed
mutabakat hasıl olmuş hesap
account agreed upon
mutabakat hasıl olmuş hesap
account agreed
Nasıl olmuş?
How do you like it?
Ne olmuş yani?
So what?
Olan olmuş artık.
What's done is done.
olmuş
ripe
olmuş
past
olmuş bitmiş
off- cost
olmuş bitmiş iş
cut and-died affair
olmuş meyve
ripe fruit
olumsuz bir yönü ile meşhur olmuş
notorious Adjective
Oxford'dan mezun olmuş olmak
to have received one's degree in oxford Verb
parasından olmuş
shorn of one's money
parça parça olmuş
tattered
tahrip olmuş
in tatters
tarihte gerçekten var olmuş
historicity
tarihte gerçekten var olmuş olma
historicity
telef olmuş
lost
tepetaklak olmuş
upside- down
ülke içinde yerinden olmuş
internally displaced Adjective, Politics-Intl. Relations
yakında olmuş
recent
yangından harap olmuş
devastated by fire
yanıp kül olmuş
burnt to the ground
yok olmuş
blasted
zom olmuş
zonked
zom olmuş
smashed
zom olmuş
sozzled
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Ölü olan, ölen
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

olmuş
Olgunlaşmış, kemâle ermiş, ergin