again

  1. Adverb bir (kere) daha, tekrar.
    to begin/do again: tekrar başlamak/yapmak.
    Such a thing will never
    happen again: Bir daha böyle şey olmayacak.
    What's his name again: Adı ne idi bakayım?
    Never again: asla! bir daha mı, tövbeler tövbesi!
  2. Adverb yine, bundan başka.
    Come again: (a) Yine gel(iniz)! (b)
    k.d. Efendim? Ne dedin(iz)?
    What
    again? Yine ne var/ne oluyor?
    Don't do it again: Yine başlama!
    They are at it again: Yine başladılar!
  3. Adverb diğer taraftan, ayrıca.
    It might happen, and again it might not: Olabilir, diğer taraftan olmayabilir
    de (Olabilir de olmayabilir de).
    again, I am not sure that the prices will not increase tomorrow: Diğer taraftan yarın fiyatların artmayacağından emin değilim.
  4. Adverb yeniden, yine.
    to answer again: yeniden cevap vermek.
    back again: ilk konumuna dönmüş.
yeniden kendi konusuna dönmek Verb
yeniden eski gücünü kazanmak Verb
rolünü bir daha tekrarlamak Verb
kendi evini yeniden görmek Verb
ara sıra, zaman zaman.
Every now and again I remember good old days of my youth.
tekrar, yeniden, yeni baştan, bir kere daha.
I had to write the letter all over again: Mektubu
yeni baştan yazmak zorunda kaldım.
yeniden buluşmak için bir gün saptamak Verb
yeniden buluşmak için gün saptamak Verb
iki misli/katı.
She earns as much again as I do: O, benim kazandığımın iki katını kazanıyor.
as
large again: iki misli büyük.
He is as old again as Mary is: O, Mary'den iki misli yaşlıdır.
bir o kadar daha, iki misli.
yeniden greve gitmek Verb
yeniden sağlığını kazanmış olmak Verb
(piyasa) yeniden canlanmak Verb
(otel) yeniden işletilmekte olmak Verb
bir kanunu yeniden yürürlüğe koymak Verb
yeniden uğramak Verb
paraları yeniden basmak Verb
(a) dönmek, tekrar gelmek, (b)
argo (söyleneni) tekrarlamak, bir daha söylemek.
come again? Efendim? Ne dedin(iz)?
yeniden moda olmak Verb
(tiyatro) yeniden sahneye konmak Verb
arzı endam etmek Verb
yeniden söz konusu edilmek Verb
tekrar saymak Verb
sofrada et yemeğinden ikinci defa almak (bir şeyin bolluğunu ifade eder).
tekrarlamak, yeni baştan yapmak.
tekrarlamak Verb
tekrar etmek Verb
Bir daha yapayım deme! Tekerrür etmesin!
Do you happen to have a pen? Yanınızda kalem var mı?

Do you happen to know? Acaba biliyor musun(uz)?
How does it happen that … : Nasıl oluyor da …
If anything happened to me, my wife would have enough money: Bana bir hal olursa (ölürsem) eşime yetecek kadar para var.
I happen to know that he is not rich: Onun zengin olmadığını biliyorum (tesadüfen öğrendim).
If he does happen to see her … : Farzı muhal onu görecek olursa …
It so happened that: Öyle oldu ki/tesadüfen.
These things happen: Olur böyle şeyler!
bir hizmetçiyi yeniden işe almak Verb
arasıra, arada bir, zaman zaman.
yeniden çalışmaya girişmek Verb
yeniden formunu bulmak Verb
çevreye alışmak Verb
yardım gerekmeden bir işi başarmak Verb
işbaşına geri dönmek Verb
(iş hayatı) yeniden belini doğrultmak Verb
(hastalıktan) ayağa kalktı
(İşte) gene başladı!
İşte yeniden başlıyoruz
istenilmeyen bir şeyi tekrar yapmak gerektiğinde söylenir
Al baştan
gelir kazancı
ağızda sakız gibi çiğnemek Verb
istinat etmek Verb
konuya yeniden eğilmek Verb
bir konuya yeniden eğilmek Verb
yeniden evlenmek Verb
Allah kavuştursun
buraya bir daha ayak basma sakın
ara sıra
yeniden
bir kez daha
bir (kere) daha, tekrar.
Let's do it over again.
tekrar tekrar Adverb
defalarca Adverb
ambalajını değiştirmek Verb
(iş) düzelmek Verb
(çek) yeniden ibraz etmek Verb
bir sahne oyununu yeniden sahneye koymak Verb
bir firmayı yeniden yoluna koymak Verb
bir daha okumak Verb
yeniden bir konuyu ele almak Verb
perakende satmak Verb
birinin mali bakımdan belini doğrultmak Verb
tutup kaldırmak, diriltmek, canlandırmak.
bütçeyi yeniden doğrultmak Verb
(a) yine yutturdular! (b) yağma yok!
baştan başlamak Verb
yeniden baştan başlamak Verb
yeni baştan başlamak Verb
kafası yerine gelmek Verb
(fiyat) yeniden fırlamak Verb
gene başlamak dılar
tekrar tekrar, biteviye, mükerreren, defaatle.
They went over the same argument again and again:
aynı itirazları tekrar tekrar ileri sürdüler.
(every) now and again = ever and again: ara sıra, zaman zaman.
tekrar tekrar, defalarca.
tekrar tekrar, defalarca.
okul ne zaman açılmak lıyor ?
bir kere daha yazmak Verb
bir kez daha
gene de
tekrar tekrar, biteviye, mükerreren, defaatle.
They went over the same argument again and again:
aynı itirazları tekrar tekrar ileri sürdüler.
(every) now and again = ever and again: ara sıra, zaman zaman.
reşit olmak Verb
Efendim?
Ne dedin?
Af buyur?
Bir daha olmasın. Sentence
O günler yine geldi çattı.
Ne zamandır görüşmemiştik.