answer

  1. Noun yanıt, cevap.
    to give an answer to someone: birisine cevap vermek.
    in answer to your letter: mektubunuza cevaben.
  2. Noun, Law karşılık, savunma, müdafaaname.
  3. Noun (bir soru/problem için) çözüm, cevap.
    The correct answer to this problem is …
  4. Noun, Music bir aletin/sesin çaldığı/söylediği temayı tekrarlama.
  5. Verb yanıtlamak, yanıt/cevap vermek, cevaplandırmak.
    answer the question! Soruya cevap ver!
    not
    to answer a syllable: hiçbir cevap vermemek/ağzını açıp bir kelime söylememek.
  6. Verb bir hareket veya jeste cevap vermek.
    to answer with a nod: baş işareti ile cevap vermek.
    She
    answered with a smile: Cevaben gülümsedi.
  7. Verb karşılık/cevap vermek, mukabele etmek.
    I answered his threat with a blow on his nose: Tehdidine,
    burnuna indirdiğim bir yumrukla mukabele ettim.
  8. Verb bir şeye cevaben harekete geçmek.
    to answer the door: gidip kapıyı açmak.
    She answered the
    doorbell: Zil çalınca gidip kapıyı açtı.
  9. Verb çözmek, çözüm yolu bulmak.
    to answer a problem: bir soruyu çözmek.
    The new government couldn't
    answer economical problems: Yeni hükümet ekonomik sorunlara çözüm yolu bulamadı.
  10. Verb elvermek, yetişmek, kifayet etmek.
    That will answer my purpose: O, işimi görür.
    This will answer
    the purpose: Bu, maksada elverir.
  11. Verb, Law reddetmek, cerhetmek, (delillerle) çürütmek, aksini kanıtlamak.
    to answer a charge of murder:
    isnat edilen cinayet suçunu reddetmek.
  12. Verb tatmin etmek, ihtiyaca cevap vermek, iyi sonuç vermek.
    The government just didn't answer our hopes:
    hükümet hiç de umutlarımızı tatmin etmedi (umutlarımızı boşa çıkardı).
    His sceheme didn't answer: Plânı bir sonuç vermedi/başarılı olmadı.
  13. Verb tarziye vermek, yapılan bir kötülüğü tamir etmek.
  14. Verb (bir dileği) yerine getirmek, is'af etmek.
    I would like to answer your request, but I am unable to
    do so: İsteğinizi yerine getirmek isterdim, fakat yapamam.
yoklamada cevap vermek Verb
taahhütlerini yerine getirmek Verb
iyi düşünüldükten sonra verilen cevap
olumlu cevap
parlamentoda açıklamak Verb
parlamento da açıklamak Verb
özdevimli yanıt Information Technology
küstahça cevap
yanıt bulamamak Verb
terslenmek Verb
cevap layihası Noun
bir şeye cevap bulmak Verb
doğru yanıt
kesin cevap
kesin yanıt
kesin yanıt
kati cevap
hemen cevap beklemek Verb
diplomatik cevap
direkt cevap
hoşa gitmeyen/tatminkâr olmayan cevap.
bir an önce cevap
kaçamak cevap
kaçamaklı yanıt
kaçamak cevap
acele cevap
cevap verme süresini uzatmak Verb
dava konusu ile ilgili olmakla beraber gerçeğe uymayan veya kötü niyetle verilen cevap
olumlu yanıt
kesin yanıt
kat'i cevap
kesin cevap
nihai cevap
(kanun) yetersiz cevap
yetersiz cevap
soğuk yanıt
tam cevap
ters cevap vermek Verb
yanıtlandırmak Verb
temkinli cevap
hazırcevap olmak Verb
hazır cevap olmak Verb
cevaplı
doğru cevabı bulmak Verb
terbiyesiz cevap
davalı ile (olay ile) ilgisi olmayan cevap
konu dışı cevap
yersiz cevap
güzel yanıt
uygun yanıt
ters cevap
menfi cevap
olumsuz cevap
olumsuz yanıt
kaçamak cevap
itiraz kabul etmemek Verb
kırıcı cevap
açık cevap
olumlu yanıt
olumlu cevap
ön cevap
cevap almak için israr etmek Verb
cevap almak için ısrar etmek Verb
cevap almak için üstelemek Verb
hemen cevap istemek Verb
çabuk yanıt
çabuk cevap
birine cevap yetiştirmek Verb
birine bir cevap önerisinde bulunmak Verb
çabuk cevap
çabuk yanıt
cevap vermeyi reddetme
açık cevap
dobra dobra cevap
tereddütlü cevap
kestirme cevap
kısa cevap
kısa yanıt
kaçamak yanıt
yanıltıcı cevap
pervasız cevap
daima hazırcevap
basmakalıp cevap
anket yanıtı
telgraf cevabı
kesin olmayan yanıt
muğlak cevap
telgraf cevabı
bir cevap yazmak Verb
yanlış cevap
yanlış yanıt
mektuba cevap vermek Verb
senedi kabul etmek Verb
kambiyo senedini kabul etmek Verb
telefona cevap vermek Verb
bir suçlamaya cevap vermek Verb
bir iddiayı cevaplandırmak Verb
talebi cevaplandırmak Verb
bir talebi cevaplandırmak Verb
bir şartı karşılamak Verb
bir borcu ödemek Verb
mektup bu ba cevap vermek Verb
bir mektuba cevap vermek Verb
resmi davet üzerine çağrılan makama gitmek Verb
resmi celp üzerine çağrılan makama gitmek Verb
bir davete icabet etmek Verb
davete icabet etmek Verb
doğru yanıt vermek Verb
kaçamak cevap vermek Verb
bir senedi kabul etmek Verb
bir soruya yanıt vermek Verb
soru yu yanıtlamak Verb
ifade vermek Verb
küstahça/saygısızca cevap vermek.
Well behaved children do not answer back when scolded: Terbiyeli
çocuklar azarlanınca cevap vermezler.
karşılık/cevap vermek.
Teleks abonesi
teleks rehberine kendine özgü harfler dizisinden oluşan dilediği kodu yazdırabilir
(US) ilk posta ile cevap vermek Verb
ilk posta ile cevap vermek Verb
ilk posta ile cevap vermek Verb
telefonla cevap vermek Verb
beklentileri doğru çıkmak Verb
bekleneni karşılamak Verb
(a) sorumlu/mes'ul tutulmak.
He has a lot to answer for: Birçok şeylerden sorumlu tutulacak. (b)
sorumlu olmak, kefil olmak, tekeffül etmek, bir kimse/şey adına söz söylemek.
I will answer for his safety: Onun güvenliğinden ben sorumlu olacağım.
I will answer for his character: Ahlâkına ben kefilim. (c) uygun/muvafık/elverişli olmak.
to answer for a purpose: maksada uygun olmak, ihtiyaca cevap vermek.
This tool will answer (for) our needs very well. (d) (ihtiyaca cevap vermek, … vazifesini görmek.
On the picnic, a newspaper answered for a tablecloth: Piknikte bir gazete masa örtüsü vazifesini gördü.
borç için teminat vermek Verb
bir borca kefalet etmek Verb
birinden sorumlu olmak Verb
sonuçlarından sorumlu olmak Verb
kolayca cevap vermek Verb
olumlu cevap vermek Verb
olumsuz cevap vermek Verb
yazıyla cevap vermek Verb
mektupla cevap vermek Verb
yayımlanmasından önce gözden geçirilmesi için hazırlanmış bir televizyon reklamı filminin son baskısı
telesekreter cihazı (telefon eden şahıs önceden kaydedilmiş bir mesajın kayıtlı olduğu bandı dinledikten
sonra dilediği mesajı yazdırabilir
şartları karşılamak Verb
zile cevap vermek (kapıyı açmaya gitmek Verb
kapıyı açmaya gitmek Verb
kapıya bakmak Verb
(çalınan) kapıyı açmaya gitmek Verb
birine kapıyı açmak Verb
dümeni dinlemek.
adı Ali olmak.
telefona cevap vermek Verb
amacı karşılamak Verb
gayeye matuf olmak Verb
istenilen şeyi karşılamak Verb
sorulara yanıt vermek Verb
şartları yerine getirmek Verb
telefona cevap vermek Verb
uymak.
to answer to a description: bir tarife uymak.
This house answers to his description:
Bu ev onun tarifine uyuyor.
bir ithama cevap vermek Verb
bir suçlamaya cevap vermek Verb
suçlamaya cevap vermek Verb
bir talebi yerine getirmek Verb
bir borcu ödemek Verb
eşkâlini tutmak Verb
eşkâline uymak Verb
bir mektuba cevap vermek Verb
tarif edildiği gibi olmak Verb
tam cevapıni vermek Verb
sorulan soruya cevap vermek Verb
tam cevabını vermek Verb
bir müzekkereye cevap vermek Verb
müzekkereye cevap vermek Verb
cevaben
bir davete icabet etmemek Verb
yoklamada bulunmama
bir soruya yalansız dolansız dosdoğru yanıt vermek Verb
yanıt vermek Verb
bir suçlama karşılığında verilecek tam cevabı bulmak Verb
bir suçlama karşısında verilen tam cevapı bulmak Verb
yanıt olumlu ysa
cevap olumlu olduğu takdirde
bir talep üzerine
mektubunuza cevaben
tüm renk ayarları ve görsel efektleri tamamlanmış olan televizyon reklam filminin ilk kopyası Noun
bir dilekçeye verilecek cevabı geciktirmek Verb
hazırcevap
Soruya cevap vermedin.
Sorunun cevabı bu değil ki.
Bu dediğin sorulan soruya cevap değil ki.
ilk posta ile cevap vermek telefonla cevap vermek Verb, Military