benzer

Turkish-English Translation

  1. same
  2. example
  3. similar
  4. like
  5. match
  6. FALSE
  7. correspondent
  8. Adjective comparable
  9. parallel
  10. corresponding
  11. alike
  12. double
  13. Adjective analogous
  14. akin
  15. approximate
  16. congruent
  17. conformable
  18. image
  19. precedent
  20. such like
  21. vicinal
  22. resembling
  23. identical
  24. affined
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Çelik varil ve benzer muhafazaların imalatı (NACE kodu: 25.91)
Manufacture of steel drums and similar containers (NACE code: C25.9.1) Noun, Trades-Professions
Fikri mülkiyet haklarının ve benzer ürünlerin leasingi (Telif hakkı alınmış olan çalışmalar hariç) (NACE kodu: 77.4)
Leasing of intellectual property and similar products, except copyrighted works (NACE code: N77.4) Noun, Trades-Professions
Fikri mülkiyet haklarının ve benzer ürünlerin leasingi (Telif hakkı alınmış olan çalışmalar hariç) (NACE kodu: 77.40)
Leasing of intellectual property and similar products, except copyrighted works (NACE code: N77.4.0) Noun, Trades-Professions
ata benzer
equine
azota benzer
nitrous
birbirine benzer
homologous
buhara benzer
steamy
buluta benzer
nebulous Adjective
cama benzer
vitreous Adjective
çocuğa benzer
infantile
destana benzer
legendary
ete benzer
fleshy
fareye benzer
mousy
gümüşe benzer
silvery
hileye benzer
gimmicky
kemiğe benzer
bony
kıza benzer
girlish
kuma benzer
sandy
kuşağa benzer
zonal
life benzer
fibrous Adjective
life benzer
fibrious
mantara benzer
fungoid
maymuna benzer
simian
mermere benzer
marmoreal
oduna benzer
woody
olacağa benzer
in the air
oldukça benzer
something like
opale benzer
opaline
romana benzer
romantic
şekere benzer
sugary
seruma benzer
serous
teleskopa benzer
telescopic
toprağa benzer
earthy
tüvite benzer
tweedy
yağa benzer
oily
yağmur yağacağa benzer
it looks like rain
zenciye benzer
negroid
benzer amaçlı
having a similar purpose Adjective
benzer biçimde
similarly Adverb
benzer bir şekilde
similarly Adverb
benzer buluşlar
cognate invention
benzer buluşlar
cognate inventions Noun
benzer diller
kindred languages Noun
benzer durumda
on a similar footing
benzer eşya
analogous articles (transport)
benzer fonlar
related funds Noun
benzer gelir
similar income
benzer gerekçelerle
on similar grounds Adverb
benzer görünen davaları birbirinden tefrik etmek
to distinguish between cases apparently similar Verb
benzer hale getirmek
to assimilate to Verb
benzer hizmetler için farklı ücretler istenmesi
rate discrimination
benzer icatlar
cognate invention
benzer iş
similar job
benzer konular
allied subject
benzer konular
allied subjects Noun
benzer konumdaki şirket
peer-group company
benzer mal satan
multiple
benzer olmak
to parallel Verb
benzer olmak
to bear a resemblance Verb
benzer şartlar altında
under similar circumstances
benzer şartlar tahtında
under similar circumstances
benzer şekilde
correspondingly Adverb
benzer şeylerin ikisinden biri
doublet
benzer tarif
similar description
benzer üçgenler
congruent triangles Noun, Geometry
benzer ürünlerin imalatı
associated operation
benzer vaka
parallel case
(bir şeyin) benzer eşi
replica
(marka) benzer kullanım
analogous use
ağa benzer desen
reticulation
aralarında pek benzer taraf göremiyorum
I can't see much likeness between them
arkası merdivene benzer yüksek aralıklı iskemle
ladder back
bir mahkeme ya da benzer kuruluşun oturumu
sederunt
bir olayın benzer olaylara yol açacağı kuramı
domino effect
biraya benzer içki
near beer
bu kütüğe benzer pasta
- log
buna benzer bir ses
hiss
buna benzer bodrum kapağı
hatchway
buna benzer gizemli bir işaret
rune
davranışları erkeğe benzer olmayan
effeminate
eş veya benzer şey
pendant
fabrika ya da benzer yerde geceyarısı vardiyası
hoot owl Noun
fırlatılan tuğlaya benzer bir şey
bricbat
güderiye benzer sarı renkli kalın deri
buff
gümüşe benzer şey
silver
havlamaya benzer ses
bark
havlamaya benzer ses çıkarmak
to bark Verb
hayalete benzer kimse
zombie
huyları benzer kişiler
birds of a feather Noun
iğne ya da benzer şeyin açtığı delik
pinprick
kapsül ya da benzer bir şeyin içine koymak
to encapsulate Verb
kaşığa benzer şey
spoon
kimyada benzer nitelikli öğeler grubu
group
kızılcığa benzer bir meyve
cranberry
lokuma benzer süngerimsi hafif şekerleme
marshmallow
mantara benzer bir maddeden yapılmış güneş şapkası
helmet Noun
mantarın alt tarafındaki balık solungacına benzer bölüm
gill
morina balığına benzer eti yenir bir balık
ling
müzik ahengine benzer oranlara ait
harmonic
otuz ya da kırk telli kanuna benzer bir çalgı
zither
pençeye benzer bir alet
claw
piyano benzer tuşları olan akordiyon
piano accordion
redingota benzer asker ceketi
frock
sincaba benzer bir Güney Amerika kemirgeni
chinchila
sivilceye benzer herhangi bir şey
pimple
süpürmeye benzer hareket
sweep
tanka benzer zırhlı araç
panzer
tavuğa benzer bir av kuşu
grouse
ya da benzer üretim yöntemlerinin uygulanması gibi
associated operation
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Başka bir şeyle ortak nitelikleri bulunan, ... bir şeyi andıran, müşâbih
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.