bilgi

Turkish-English Translation

  1. Noun information
  2. Noun cognizance
  3. Noun lore
  4. Noun info
  5. Noun cognisance
  6. Noun learning
  7. Noun knowledge
  8. Noun awareness
  9. Noun understanding
  10. Noun notice
  11. Noun command
  12. Noun skill
  13. Noun savvy
  14. Noun notion
  15. Noun acquaintance
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

arazi bilgisi
topography
arazi ölçme bilgisi
geodesy
arazi tarifi bilgisi
topography
az çok İngilizce bilgisi
passable knowledge of english
banka bilgisi
knowledge banking
bankacılık bilgisi
banking knowledge
Başka yerde sınıflandırılmamış diğer bilgi hizmet faaliyetleri (NACE kodu: 63.99)
Other information service activities n.e.c. (NACE code: J63.9.9) Noun, Trades-Professions
belirli bir konu ya da dalda uzmanlık bilgisi
expertise
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) teçhizatının perakende ticareti (NACE kodu: 47.4)
Retail sale of information and communication equipment in specialised stores (NACE code: G47.4) Noun, Trades-Professions
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu
Law on Right to Information Proper Name, Law
Bilgi hizmet faaliyetleri (NACE kodu: 63)
Information service activities (NACE code: J63) Noun, Trades-Professions
Bilgi ve iletişim (NACE kodu: J)
Information and communication (NACE code: J) Noun, Trades-Professions
cebirsel uzam bilgisi
algebraic geometry
çıktı bilgisi
output data
çok iyi piyasa bilgisi
perfect knowledge of a market
deniz havacılık bilgisi
naval aviation
Dernekler Bilgi Sistemi (DERBİS)
Online Information System for Associations Proper Name, Management
Diğer bilgi hizmet faaliyetleri (NACE kodu: 63.9)
Other information service activities (NACE code: J63.9) Noun, Trades-Professions
Diğer bilgi teknolojisi ve bilgisayar hizmet faaliyetleri (NACE kodu: 62.09)
Other information technology and computer service activities (NACE code: J62.0.9) Noun, Trades-Professions
dil bilgisi
grammar Information Technology
dil bilgisi
linguistic attainments
doğa bilgisi
natural study
ehlivukuf bilgisi
expert knowledge
genel bilgi toplama (GBT)
criminal record check Noun, Public Administration
hayat bilgisi
knowledge of life
hukuk bilgisi
his legal attainments
Ingilizce bilgisi
knowledge of english Noun
iş bilgisi
trade knowledge
iş bilgisi
knowledge of business
iş bilgisi
business knowledge
kafatası bilgisi
phrenology
kanun bilgisi
legal knowledge
kitap bilgisi
book knowledge
konuşma sesleri bilgisi
phonology
makina bilgisi
practical mechanics
mal bilgisi
commodity economics
mal bilgisi
merchandise knowledge
mihanik bilgisi
mechanics
moda bilgisi
fashion knowledge
normal psikoloji alanının dışında kalan zihin gücü bilgisi
parapsychology
pazarlama bilgisi
marketing knowledge
pazarlama bilgisi
marketing knowhow
piyasa bilgisi
market knowledge
piyasa bilgisi
market information
pratik makine bilgisi
practical mechanics
sağlık bilgisi
hygiene
sanayi sırrı (üretim yöntemleri bilgisi
industrial know how
savaş yönetim bilgisi
strategy
sigorta bilgisi
insurance advice
tabiat bilgisi
natural history
tedavi bilgisi
therapeutics
temel ekonomi bilgisi
grounding in economics
temel pazarlama bilgisi
basic grounding in marketing
ticaret bilgisi
commercial knowledge
tıp bilgisi
medical knowledge
tüketici bilgisi
consumer information
üreticilik bilgisi
manufacturing knowledge
üretim yöntemleri bilgisi
industrial know-how
uzmanlık bilgisi
specialized knowledge
uzmanlık bilgisi
expert knowledge
vergi bilgisi
tax knowledge
Yabancı Hukuk Hakkında Bilgi Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesi
European Convention on Information on Foreign Law Noun, International Law
Yabancı Hukuk Hakkında Bilgi Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesine Ek Protokol
Additional Protocol to the European Convention on Information on Foreign Law Noun, International Law
yapabilme bilgisi
know-how Information Technology
yapabilme bilgisi
know-how (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
Yapı Bilgi Modelleme
Building Information Modeling Noun, Construction
yöntem bilgisi
methodology
yurt bilgisi
civics
yurttaşlık bilgisi
civics
yüz inceleme bilgisi
physiognomy
anında bilgi
immediate information
ayrıcalıklı bilgi
privileged information
ayrıntılı bilgi
detailed information
ayrıntılı bilgi
exhaustive information
ayrıntılı bilgi
circumstantial account
az bilgi
scanty knowledge
az bilgi
small stock of knowledge
az bilgi
twilight
basit bilgi
elementary knowledge
bir bilgi
piece of information
cüzi bilgi
scanty knowledge
derin bilgi
profound learning
derinliğine bilgi
in-depth knowledge
doğru bilgi
precise information
ek bilgi
further information
eksik bilgi
incomplete information Noun
eksik bilgi
insufficient information Noun
eksik bilgi
missing information Noun
elimdeki bilgi
information in my possession
genel bilgi
general knowledge
geniş bilgi
extensive knowledge
giren bilgi
input
gizli bilgi
private information
gizli bilgi
confidential information
güvenilir bilgi
inside information
hazır bilgi
literal Information Technology
ilgili bilgi
relevant information
istatistiki bilgi
statistical information
kitabî bilgi
erudition Noun
kullanışlı bilgi
working knowledge
mevcut bilgi
available information
ön bilgi
preliminary information Noun
özet bilgi
summary information Noun
şahsi bilgi
personal knowledge
sathi bilgi
smatter
sistemli bilgi
(Lat.) scientia
sonsuz bilgi
deeps of knowledge
tam bilgi
thorough knowledge
tam bilgi
complete information
tam bilgi
full knowledge
tamamlayıcı bilgi
fuller particulars
tamamlayıcı bilgi
ancillary information
teknik bilgi
know-how Noun
teknik bilgi
tecnical details Noun
teknik bilgi
technical data Noun
teknik bilgi
technical information Noun
üstün bilgi
superior knowledge
yakın bilgi
intimate knowledge
yanlış bilgi
false information Noun
yanlış bilgi
wrong information Noun
yararlı bilgi
valuable information
yaygın bilgi
extensive knowledge
yeni bilgi
further information
bilgi ...
learned
bilgi açlığı
hunger for knowledge
bilgi aktarmak
to convey information Verb
bilgi alanı
area of information
bilgi alanı
spread of knowledge
bilgi almak
to take information Verb
bilgi almak
to receive information Verb
bilgi almak
to get information Verb
bilgi bitleri
information bits Noun
bilgi dolu
sapient
bilgi düzeyi
standard of attainments
bilgi düzeyi
data level
bilgi edinildiğinde
on inquiry
bilgi edinmek
to obtain information Verb
bilgi ekonomisi
information economy Economics
bilgi ekonomisi
knowledge economy Economics
bilgi girdisi
information input
bilgi güvenliği
information security
bilgi hazırlama
data preparation
bilgi hırsızlığı
information theft
bilgi için
for information
bilgi ifşası
information disclosure Noun
bilgi işleme
information processing
bilgi istemek
to request information Verb
bilgi istemi
prompt Information Technology
bilgi kanalı
information channel
bilgi kanalları
channel of information Noun
bilgi kanalları
channels of information Noun
bilgi kaynağı
source of information
bilgi kırıntısı
a few crumbs of information
bilgi kuramı
kenlore
bilgi mektubu
news letter
bilgi mühendisliği
knowledge engineering
bilgi notu
office memo Noun, Public Administration
bilgi notu
annotation Noun
bilgi notu
memorandum Noun, Public Administration
bilgi notu
memo Noun, Public Administration
bilgi özgürlüğü
freedom of information
bilgi raporu
informational record
bilgi sahaları
data fields Noun
bilgi saklamak
to hold back information Verb
bilgi sızdırma
extortion Noun
bilgi sızması
leak of information
bilgi taşıma
conveying of information
bilgi taşımak
to convey information Verb
bilgi teknolojileri
information technologies Noun, Information Technology
bilgi toplama
collection of data
bilgi toplama
gathering of information
bilgi toplamak
to collect information Verb
bilgi toplamak
to seek information Verb
bilgi verici
informative
bilgi verilmesi
front- office
bilgi verme
instruction Noun
bilgi vermek
to apprise for Verb
bilgi vermek
to clue Verb
bilgi vermek
to furnish information Verb
bilgi vermek
to be drawn Verb
bilgi vermek
to teach Verb
bilgi vermek
to advise Verb
bilgi vermek
to give information Verb
bilgi yarışması
quiz show Noun, Media-Publishing
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Herhangi bir ... şey, mâlûmat
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.