description

  1. Noun, Language-Literature betimleme
  2. Noun betim(leme), tanım(lama), tasvir, tarif, nitelendirme, tavsif, anlatım, anlatma.
    This book gives a
    good description of life on a farm.
    beyond description: anlatılması/tarifi imkânsız, tarife sığmaz, anlatılamayacak kadar.
    The play was dull beyond description.
  3. Noun tür, cins, nevi, çeşit, nitelik, evsaf, eşkâl, karakter.
    of that description: o tür, o nitelikteki/karakterdeki.

    A man of that description should never be trusted.
    of every description = of all description: her türlü, her çeşit/nevi.
    answer to someone's description: birinin eşkâline/tarifine uymak.
  4. Noun, Geometry tasarı, tasarlama, çizme, tersim, irtisam.
iş değerlendirme
reklamcılıkta doğru tanımlama
eşkâlini tutmak Verb
eşkâline uymak Verb
tarif edildiği gibi olmak Verb
sözcüklerle anlatılamaz olmak Verb
daha iyi mal çeşidi
tarife göre
doğru tarif
tarife uymak Verb
veri açıklaması
anlatılamamak Verb
tasrih edilememek Verb
tarife gelmemek Verb
her kalite için talep
ayrıntılı tarif
sadık tarif
malların gerçeğe uymayan tarifi
tam tarif
tarif etmek Verb
tasvir etmek Verb
iş tanımı Noun, Management
iş tanımlaması Information Technology
iş tarifi
canlı tarif
ayrıntılı tarif
(şahsın) adı ve tarifi
meslek tarifi
en kötü kalite
patent tarifi
fiziksel özellikleri Noun
hemen bir tarife girişmek Verb
açıklayıcı belgede bir tüccarın adı ve adresindeki baskı hatası Noun
kalite tarifi
tarif üzere satış
benzer tarif
her türlü tarifin üstünde
yaklaşık tarif
mal tanımlaması
her türlü banka muamelesi yapmak Verb
tasvir edici sözcükler Noun
hesabın türü
eşyaların tanımlanması
içindekilerin tarifi
malların tarifi
arsanın tarifi
menkul değerlerin cinsi
suç vasfı Noun, Law
malların tam tarifesi
bir mücrimin eşkalini dağıtmak Verb
bir tarifi ayrıntılara boğmak Verb
bir olayın canlı anlatımı