bilgi vermek

Turkish-English Translation

  1. Verb to acquaint
  2. Verb to clue
  3. Verb to enlighten
  4. Verb to inform
  5. Verb to render information
  6. Verb to furnish information
  7. Verb to give information
  8. Verb to apprise for
  9. Verb to advise
  10. Verb to be drawn
  11. Verb to teach
  12. Verb to update
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

bilmemesi gereken birisine gizli bilgi vermek
to disclose classified information to an unauthorized person Verb
bir şey hakkında birine bilgi vermek
to give someone the dope about sth Verb
biri hakkında bilgi vermek
to put the finger on someone Verb
birine bilgi vermek
to lay an information Verb
birine bilgi vermek
to furnish someone with information Verb
birine bir dava hakkında bilgi vermek
to introduce someone to a process Verb
birine bir konu hakkında bilgi vermek
to enlighten someone on a subject Verb
birine bir konuda bilgi vermek
to show someone a light Verb
birine bir şey hakkında bilgi vermek
to advise someone on sth Verb
birine bir şey hakkında bilgi vermek
to give someone information (regarding) sth Verb
birine bir şey hakkında bilgi vermek
to give someone information regarding sth Verb
birine birşey konusunda bilgi vermek
to update someone on something Verb
birine iş hakkında bilgi vermek
to give someone sight into the business Verb
birine niyetleri hakkında kesin bilgi vermek
to give someone definite information as to one's intentions Verb
birine olaylar hakkında bilgi vermek
to preacquaint someone with the facts Verb
birine yanlış bilgi vermek
to give someone false information Verb
birinin aleyhinde yanlış bilgi vermek
to misinform against sb Verb
birisine bir konu hakkında bilgi vermek
to get someone in on sth Verb
Birleşmiş Milletler oturumları hakkında bilgi vermek
to cover United Nations sessions Verb, Organizations
bol bilgi vermek
to yield a rich harvest of information Verb
istemeye istemeye para ya da bilgi vermek
to cough up Verb
son durumla ilgili bilgi vermek
to put in the picture Verb
tarafları aydınlatıcı bilgi vermek
to caution the parties Verb
yanlış ya da çarpık bilgi vermek
to disinform Verb
yolculara havaalanında bilgi vermek
to passenger service representative Verb
bilgi vermek yerine
teaser campaign
birine bilgi vermek ya da deneyiminden söz etmek
to give one a few wrinkles Verb
kredi vermek amacıyla bilgi edinme
provision of information for credit purposes
Turkish-English phrases from Zargan's own database