binding

  1. bağlama, raptetme.
  2. bağlayıcı/yapıştırıcı/tutucu madde, tespit maddesi.
  3. cilt, kitap cildi, ciltleme.
  4. (masa örtüsü, halı vb.) kenar süsü, kenarlık.
  5. geçerli, cari, muteber, vacip, zorlayıcı, mecbur eden, tutulması/riayet edilmesi gerekli.
    A promise
    is binding: Söz ağızdan çıkar (Vaadin tutulması gerekir).
    A contract is binding on /upon the parties concerned.
Ciltçilik ve ilgili hizmetler (NACE kodu: 18.14) Noun, Trades-Professions
hakem kararını bağlayıcı kabul etmek Verb
yapıştırma cilt
ciltçilik
vidala deri cilt
sağlam cilt
lüks cilt
bez cilt kaplama
boğmak Verb
esnek cilt
tam bağlayıcı
baştan başa deri cilt
herkesi bağlayıcı
herkes için zorunlu
yarı deri ciltli
taklit deriden cilt
deri kaplı
(US) deri kaplı
kanunen bağlayıcı
maroken/sağlam cilt.
sözleşmeyi bağlayıcı kılmak Verb
bağlayıcı yapmak Verb
karşılıklı olarak bağlayıcı
orijinal cilt
parşömen cilt
mukavva cilt
plastik cilt
yarı vidala meşin cilt
tek taraflı bağlayıcı
bağlayan sözleşme
bağlayıcı sözleşme
muteber olan ve tarafları bağlayan anlaşma
bütün tarafları bağlayıcı
bağlayıcı anlaşma
bağlayıcı devir ve temlik
kanunen mecburi
ilzam yetkisi
sigortacı namına riziko kabul etmesi için sigortacının acentesine verdiği yetki
bağlayıcı madde
bağlayıcı hüküm (bir reasürans tretesinde tarafları ve bunların sorumluluklarının kapsamını belirleyen kloz
bağlayıcı taahhüt
bağlayıcı akit
bağlayıcı karar Noun, Law
bağlayıcı beyan
bağlayıcı etki
bağlayıcı
bağlanım erkesi: bir dizgeyi oluşturan parçacıklardan birini dizgeden kurtarmak ya da dizgeyi kurucu
parçacıklarına ayırmak için gerekli erke.
bağlayıcı güç
bağlayıcı kuvvet
geçerli talimat
bağlantı kirişi
bağlama
bağlama kirişi
bağlayıcı kanun
cilt payı boşluğu Information Technology
bağlama vasıtası Noun
bağlayıcı teklif
herkes için mecburi
bütün tarafları bağlayıcı
bağlayıcı karar
bağlayıcı sipariş
bağlantı direği
akü akümülatör kutbu
Anayasanın bağlayıcılığı Noun, Law
bağlayıcı emsal kararı
bağlayıcı vaat
bağlama merteği
(sigorta) teminat
bağlayıcı kural
(sigorta kanunu) geçici teminat
izole band
bir kontratın bağlayıcı şartları Noun
bağlayıcı antlaşma
boyun borcu
bağlayıcı yetkiye sahip olmak Verb
bağlayıcı gücü olmamak Verb
bütün tarafları bağlayıcı hakem kararı
bir sözleşme kâğıdını geçerli
bağlayıcı ve kanuni sözleşme durumuna getirmek Verb
bağlayıcı bir sözleşme akdetmek Verb
bağlayıcı olmak Verb
bağlayıcı gücü olmak Verb
bağlayıcı devir ve temlikte bulunmak Verb
bağlayıcı olmayan teklif
bağlayıcı teklif değil
bu tüzük üye devletlerde bütünüyle bağlayıcıdır ve doğrudan uygulanır.
bu Tüzük Üye Devletlerde bütünüyle bağlayıcıdır ve doğrudan uygulanır