constitute

  1. Transitive Verb oluşturmak, olmak, etmek, teşkil/terkip etmek.
    7 days constitute a week. Meat, milk, vegetables fruit
    and bread constitute a balanced diet.
  2. Transitive Verb atamak, tayin etmek.
    His father was constituted ambassador to France.
  3. Transitive Verb (yasa, kurum vb.) yapmak, koymak, kurmak, tesis etmek, vazetmek.
    The courts are duly constituted authority
    for dispensing justice.
  4. Transitive Verb meydana/vücuda getirmek, yaratmak, sebep olmak.
(US) birini mirasçı atamak Verb
birini vekil tayin etmek Verb
talep nedenini belirtmek Verb
talebin nedenini belirtmek Verb
bir kurul oluşturmak Verb
kurul oluşturmak Verb
sahtekârlık oluşturmak Verb
(menkul değerler) her an alım satımı yapılabilmek Verb
emsal vaka oluşturmak Verb
emsal teşkil etmek Verb
emsal oluşturmak Verb
kamu için tehlike oluşturmak Verb
çoğunluk oluşturmak Verb
yetersayı oluşturmak Verb
nisap oluşturmak Verb
yeterli çoğunluğu sağlamak Verb
hak teşkil etmek Verb
teknik bir ilerleme oluşturmak Verb
güvenlik için tehlike oluşturmak Verb
mahkeme oluşturmak Verb
geçerli bir toplantı için gerekli şartları yerine getirmek Verb
vasiyetname hazırlamak Verb
yapılan girişimlerin raporunu hazırlamak Verb
bir sözleşme kâğıdını geçerli
bağlayıcı ve kanuni sözleşme durumuna getirmek Verb
işverenle işçi arasındaki ücret sözleşmesine karşı gelmeyi ifade etmek Verb
tamamıyla kanuna uygun kılmak Verb
ihmalkârlık oluşturmak Verb
kendi başına parti kurmak Verb
kendi başına parti kurmak Verb
bir kimsenin bütün mamelekini oluşturmak Verb
bir kimsenin bütün mâmelekini oluşturmak Verb
birini hâkim olarak atamak Verb
birini hâkim tayin etmek Verb
birini ahlak hocası yapmak Verb
vergilendirilebilir gelir oluşturmak Verb
vergiye tabi geliri saptamak Verb
komiteyi oluşturmak Verb
konuşmanın esas konu sunu teşkil etmek Verb
mülkiyet hakkı oluşturmak Verb
suçu oluşturan unsurlar Noun
Konusu Suç Teşkil Eden Dernek Faaliyetlerine İlişkin Genelge Proper Name, Law