creditor

English-Turkish Translation

  1. Noun, Accounting alacaklı
  2. Noun, Economics borç veren
  3. Noun alacaklı, kredi açan/veresiye veren kimse.
  4. Noun (muhasebede) bilânçonun alacak hanesi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

to compose with one's creditors creditor account
alacaklı bakiye veren hesap
attaching creditor
borçlunun malını haczettiren alacaklı
bankruptcy creditor
iflas alacaklısı
bankrupt's creditor
müflisin alacaklısı
benefit of creditor
alacaklının lehine
bill creditor
senet alacaklısı
bona fide creditor
iyi niyetli alacaklı
bona fide judgment creditor
iyi niyetli ilanlı alacaklı
bond creditor
borçlunun imzaladığı ödeme taahhüdünü taşıyan senedin hamili alacaklı
bond creditor
alacağı senetle temin olunan alacaklı
bond creditor
senedin hamili alacaklı
bond creditor
senetli alacaklı
book creditor
açık kredi alan
book creditor
defter alacaklısı
bribery of a creditor
alacaklının rüşveti
bribery of a creditor
alacaklının rüşvetı
certificate creditor
belgeli alacaklı
chief creditor
baş alacaklı
company creditor
şirket alacaklısı
conditional creditor
beklenen ya da gelecekteki bir dava hakkına sahip alacaklı
confidential creditor
güvenilir alacaklı
contract creditor
sözleşmedeki alacaklı
convey to defraud a creditor
alacaklıyı dolandırmak amacıyla başkasının üstüne geçirerek mal kaçırmak Verb, Law
corporate creditor
şirket borçlusu
corporate creditor
(US) şirket borçlusu
debenture creditor
tahsil alacaklısı
debenture creditor
tahvil alacaklısı
debtor and creditor
borçlu ve alacaklı
default of the creditor
alacaklının temerrüdü
defraud a creditor
bir alacaklıyı dolandırmak Verb
discharge a creditor
alacaklıya borcunu ödemek Verb
dissatisfied creditor
borcu ödenmeyen alacaklı
domestic creditor
memleket içindeki alacaklı
double creditor
çifte teminatlı alacaklı
executing creditor
icraya başvuran alacaklı
executing creditor
icra takibatı yapan alacaklı
execution creditor
borçlusunu icra yolu ile takip eden ilamlı alacaklı
existing creditor
mevcut alacaklı
favour a creditor
bir alacaklıyı hoşgörmek Verb
fellow creditor
müşterek alacaklı
foreign creditor
yabancı alacaklı
fraudulent creditor
hilekâr alacaklı
general creditor
adi alacaklı
general creditor
kefalet vb şeklinde temin olunmamış alacaklı
general creditor
alacağı hapis hakkı
general creditor
teminatsız alacaklı
guarantor of a creditor
bir kredinin kefili Noun
gurantor of a creditor
bir kredinin kefili Noun
hire purchase creditor
(Br) taksitle ödeme alacaklısı
hire-purchase creditor
taksitle ödeme alacaklısı
individual creditor
şahsi alacaklı
joint and several creditor
müşterek müteselsil alacaklı
joint creditor
müşterek alacaklı
joint creditor
müteselsil alacaklı
joint creditor
ortak alacaklı
judgment creditor
ilamlı alacaklı Noun, Law
junior creditor
ikinci derecede alacaklı
lien creditor
(iflas) ayni teminatlı alacaklı
lien creditor
ipotek alacaklısı
lien creditor
rehin hakkı alacaklısı
loan creditor
kredi alan
main creditor
baş alacaklı
mercantile creditor
ticari alacaklı
merchandise creditor
emtia alacaklısı
mortgage creditor
ipotek alacaklısı
mortgage creditor
ipotekli alacaklı
non privileged creditor
imtiyazlı olmayan alacaklı
ordinary creditor
adi alacaklı
ordinary creditor
adi alacaklı (iflas bakiyesinde kendisine öncelik ve ayrıcalık tanınmayan alacaklı
paid off creditor
hakkı ödenmiş alacaklı
paid-off creditor
hakkı ödenmiş alacaklı
partnership creditor
ortaklık alacaklısı
petitioning creditor
iflas dairesine dilekçe veren alacaklılar
pledgor's creditor
rehin alacaklısı
preferential creditor
tercihli alacaklı
preferential creditor
(Br) tercihli alacaklı (bir müflisin borçlarının ödenmesinde yasal olarak öncelikli ödeme yapılacak alacaklı
preferred creditor
(US) öncelik hakkı olan alacaklı
preferred creditor
öncelik hakkı olan alacaklı
principal creditor
asıl alacaklı
principle creditor
baş alacaklı
prior creditor
rüçhanlı alacaklı
private creditor
özel alacaklı
privileged creditor
imtiyazlı alacaklı
public creditor
devlet alacaklısı
quarterly ranking creditor
aynı sıradaki alacaklı
quarterly ranking creditor
aynı sıra daki alacaklı
rank as a preferential creditor
tercihli alacaklı durumunda bulunmak Verb
rank as creditor
alacaklı sıfatıyla iddia sahibi olmak Verb
ranking of a creditor
bir alacaklının sırası
ranking of a creditor
alacaklı sırası
secondary creditor
ikincil alacaklı
secure creditor
bir alacaklıya teminat vermek Verb
secured creditor
alacağı rehin
secured creditor
teminatlı alacaklı
secured creditor
ipotek vb yoluyla güvenceye alınmış kişi
single creditor
kendisine sadece bir kez kefil olunan alacaklı
speciality creditor
senetli borç alacaklısı
state creditor
devlet alacaklısı
stock- exchange creditor
borsa alacaklısı
stock-exchange creditor
borsa alacaklısı
subrogation of a creditor
alacaklıınin ikame edilmesi Noun
subrogation of a creditor
alacaklının halefiyeti
subsequent creditor
ikinci derece alacaklı
trade creditor
ticari kredi alacaklısı
unprotected creditor
güvencesiz alacaklı
unsecured creditor
teminatsız alacaklı
urgent creditor
ısrarlı alacaklı
urgent creditor
acil alacaklı
creditor account
alacaklı hesabı
creditor bank
alacaklı banka
creditor claim
alacaklı talebi
creditor confidence
güvenilir alacaklı
creditor control
alacaklı kontrolu
creditor control
alacaklı kontrolü
creditor country
alacaklı ülke
creditor debtor relation
alacaklı borçlu ilişkisi
creditor nation
alacaklı ülke
creditor of a bankrupt's estate
iflas masası alacaklısı
creditor of an estate
tereke alacaklısı
creditor of the estate
miras alacaklısı
creditor position
alacaklı hali
creditor position
alacaklı durumu
creditor securities
alacaklı senetleri Noun
creditor side
alacaklı taraf
creditor state
alacaklı devlet
creditor's due
alacaklının hakkı
creditor's petition
alacaklıların iflas masasına verdikleri dilekçe
creditor's representation
alacaklının dava vekili
be a creditor on the bank books
banka kayıtlarına göre alacaklı durumda olmak Verb
debtor creditor relation
borçlu alacaklı ilişkisi
give a creditor a week's grace
bir borçluya bir haftalık ek süre tanımak Verb
immature creditor nation
ticaret bilançosu aktif olan devlet
prefer one creditor over another
bir alacaklıyı bir başka alacaklıya tercih etmek Verb
prefer one creditor over others
bir alacaklıyı ötekilere tercih etmek Verb
prefer one creditor over the others
bir alacaklıyı ötekilere tercih etmek Verb
unsecured creditor ethyl alcohol
adi alkol
English-Turkish phrases from Zargan's own database