diet

  1. besin, gıda, yiyecek.
    Proper diet and exercise are both important for health.
  2. perhiz/rejim yemeği, bazı hastalık vb. hallerinde doktorca tavsiye edilen yemekler listesi.
    The doctor
    ordered him a diet without sugar.
    diet kitchen: hastalar için perhiz yemeği pişiren mutfak.
  3. en çok yenen/alışılan yemek(ler), bir kimsenin/toplumun mutat yemeği/besini.
    The Irish used to live on a diet of potatoes.
  4. besidüzen, perhiz, diyet, rejim: ancak belirli yemekleri yeme izni.
    to be/go on a diet: perhiz
    yapmak, perhizde olmak.
    I mustn't have chocolate; I'm on a diet.
  5. sürekli/tekrar tekrar verilen şey.
    a steady diet of good advice.
  6. perhiz/rejim yap(tır)mak, perhize sokmak/girmek.
  7. beslemek.
  8. yemek, beslenmek.
  9. Noun (Japonya gibi bazı ülkelerde) yasama kurulu, millet meclisi, kurultay.
  10. Noun (Mukaddes Roma-Germen İmparatorluğunda) mevki sahibi kimselerin 6 ayda bir yaptıkları toplantı.
  11. Noun (mahkeme vb.) oturum, celse, toplantı günü.
rejimini değiştirmek Verb
gıda rejimini değiştirmek Verb
boğazına dikkat etmek Verb
süt rejimi yapmak Verb
zayıflama rejimine girmek Verb
rejime tabi tutulmak Verb
sıkı rejim
ölüm diyeti Food-Kitchen
şeker hastalığı rejimi Noun, Medicine
dengeli beslenmek Verb, Medicine
dengeli beslenmek Verb, Medicine
sıkı rejim yapmak Verb
rejime girmek Verb
hazmı zor besin
hafif yemekler
sıkı bir rejim yapmaya devam etmek Verb
ketojenik diyet Noun, Medicine
keto diyeti Noun, Medicine
ketojenik diyet Noun, Medicine
keto diyeti Noun, Medicine
düşük kalorili rejim
hem et hem sebze içeren diyet Noun
hasta rejimi
incelme rejimi
az yemek yenilen rejim
aşırı açlık perhizi.
bir rejimi izlemek Verb
sebze rejimi
hastalar için belirli yemekler hazırlayan mutfak
perhiz reçetesi
sıkı rejime tabi tutulmak Verb