(a) (ışık) sönükleşmek, (b) (hatıra) gittikçe silinmek/belirsizleşmek, (c) (bellek/hafıza) zayıflamak.
vuku bulacağı önceden hissedilen kötü şeyler
Noun
kısık ışıkla aydınlatılmış
loşlaştırmak, (ışığı) kısmak, alaca karanlıkta bırakmak.
yapıların belli belirsiz silueti
çocukluğun belli belirsiz anıları
Noun
Çin mantısı: içine et, sebze ve baharat vb. konarak pişirilen mantı.
Noun
geleceğin karanlık manzaraları
Noun
kültür etkinliklerinin azalması
(a) karamsar gözle/şüphe ile bakmak, olacağına inanmamak.
He takes a dim view of his chances of winning the race. (b) uygun bulmamak, onaylamamak, hoşlanmamak, hoş karşılamamak, ayıplamak, fena gözle bakmak.
He takes a dim view of practical jokes.
hakkında fena düşünmek, aleyhinde olmak.