emanate

  1. Verb çıkmak, yayılmak, dağılmak, intişar etmek, sadır olmak, neşet/sudur etmek.
    Fragrance emanated from
    the flowers. These ideas emanated from the Prime Minister.
  2. Verb fışkırtmak, çıkartmak, yaymak.
sadır olmak Verb