fallen

  1. (bkz: fall )
    (s.f.).
  2. düşmüş, düşük, dökülmüş.
    They picked up some fallen apples.
  3. yere yıkılmış/devrilmiş, yıkık, devrik, yerde, yere uzanmış.
    a fallen tree.
  4. ahlâksız, düşük ahlâklı, günahkâr.
    a fallen woman.
  5. yenilmiş, mahvolmuş, fethedilmiş, zaptedilmiş.
    a fallen fort.
    the fallen: şehitler, savaşta
    ölenler.
    The memorial commemorates the fallen of the First World War.
  6. küçülmüş, büzülmüş.
küsmüş talihini güldürmek Verb
ayrılıktan kalan ürünler
Transformers: Yenilenlerin İntikamı Noun, Cinema
Transformers: Yenilenleri İntikamı Proper Name, Cinema
(US) son zamanlarda değeri epey düşmüş bir şirket
ya da bu şirketin hisse senetleri Noun
inşaatın yıkılması klozu
geçerliğini yitirmiş
geçerliğini yitirmiş kanun
kullanılmayan kanun
yıpranmamış yeni aday yeni yağan kar
fiyatlar en düşük düzeye indi