falling

  1. düşme
  2. düşüş
  3. devirme
  4. sakıt
  5. sukut
  6. yağış
tenezzül
bindirme
(parti) parçalanma
geniş boyunbağı: 17'nci yy.'da erkeklerin kullandıkları kenarları dantelli boyunbağı. Noun
yıkılma tehlikesi gösteren binalar klozu
dökük
sar'a hastalığı. Noun
satışlarda düşüş
yaprak düşüşü: düşen yaprak gibi yana sallantı yaparak yükseklik kaybetme. Noun
borsada hisse fiyatlarının düştüğü hisse piyasası
borsa fiyatlarının düşmesi
hâsılatta düşüş
fiyatların düşmesi
doğum oranının düşmesi
tedenni
(fiyatlar) düşme
gerileme
hâsılatta azalma
kazançta düşüş
satışlarda düşme
değerde düşme
işlerin kötüye gitmesi
siparişlerde azalma
düşmekte olan fiyat
düşen fiyatlar Noun
düşen üretim
düşen kur
(bir nevi) aruz vezni: vurgulu bir heceyi izleyen bir veya birkaç vurgusuz heceden oluşan vezin/âhenk. Noun
kâfi gelmemek Verb
sar'a hastalığı. Noun
kayan yıldız. Noun
kayan yıldız. Noun
düşme eğilimi
terettüp
mirasçının ödeyeceği borçlar Noun
orsa boca etmek Verb
Akşam oluyor.
hafif düşme