çıkış kapısı
Aviation Industry
sınır kapısı
Noun, Public Administration
basküllü geçit parmaklığı
(Br) başkasının otlağında hayvan otlatma hakkı
hemzemin geçit üzerindeki geçiş kapısı
pusula, yerin mıknatıssal alan yönünü gösteren alet.
(a) kovmak, kapı dışarı etmek, yol vermek, (nişanlı /sevgili/arkadaş) ilgiyi kesmek, (b) işinden atmak/kovmak,
görevine son vermek.
Altın Kapı: Büyük Okyanusu San Fransisko körfezine bağlayan takriben 3 km. genişliğindeki boğaz.
Noun
baş kapak, kanal başı kapağı.
Noun
damlı kapı: bilhassa İngilterede kilise avlusunda cenazenin konulup papazın beklendiği üstü damlı kapı.
Noun
damlı kapı: bilhassa İngilterede kilise avlusunda cenazenin konulup papazın beklendiği üstü damlı kapı.
Noun
uzaktan kumandalı geçit parmaklığı
Moravya geçidi: Südet ve Karpat dağları arasındaki geçit.
makaralı geçit parmaklığı
zar zor kapıdan girmek
Verb
öndeki araca çok yakın araç kullanmak
Verb
gelgit akıntısının kuvvetli olduğu yer
set, kapak, savak kapağı.
Noun
(şehir/kale duvarlarında) denize/nehire götüren kapı.
Noun
kapak gövdesi vana mahfazası
yangın musluğu vanası
Noun
kanatlı masa ayağı: açılır kapanır kanadı olan masanın kanadı açıldığı vakit altına konulan menteşeli ayak.
Noun
giriş ücretli spor etkinlikleri
Noun
(maç, yarış vb.) hasılat, toplam bilet ücreti.
Noun
genişletme geçiti aksamı
Information Technology
bir kapıyı hızla açıp merkezi etrafında gidip gelmesine bırakmak
Verb