haberdar

Turkish-English Translation

  1. aware
  2. onto
  3. informed
  4. wise
  5. ware
  6. cognizant
  7. in the known
  8. in the know
  9. in the swim
  10. taped
  11. well- informed
  12. having knowledge about
  13. alive to
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

haberdar etmek
to notify Verb
haberdar etmek
to apprise Verb
haberdar etmek
to inform Verb
haberdar etmek
to advise Verb
haberdar etmek
to acquaint Verb
haberdar etmek, bilgilendirmek
to inform Verb
haberdar olma
cognizance Noun
haberdar olmak
to be on notice Verb
haberdar olmak
to know Verb
haberdar olmak
to keep track Verb
haberdar olmak
to have learned Verb
haberdar olmak
to know a thing or two Verb
haberdar olmayan
unposted
…den haberdar olmak
to keep abreast of … Verb
bir başkasının içinde bulunduğu tehlikeden haberdar olmak
to have knowledge of another's peril Verb
bir şeyden haberdar edilmek
to be apprenticeship d of Verb
bir şeyden haberdar edilmek
to be apprise d of Verb
birini bir şeyden haberdar etmek
to advise someone on sth Verb
birini bir şeyden haberdar etmek
to put someone wise to Verb
birini bir şeyden haberdar etmek
to acquaint someone with sth Verb
birini bir şeyden haberdar etmek
to give someone notice of sth Verb
birini birşeyden haberdar etmek
to advise someone of something Verb
birini gelişmelerden haberdar etmek
to keep someone posted Verb
birini haberdar etmek
to advise someone that Verb
birini haberdar etmek
to keep someone advised Verb
birini haberdar etmek
to inform sb Verb
birini haberdar etmek
to keep someone informed Verb
birini sürekli bir şeyden haberdar etmek
to keep someone advised of sth Verb
'den haberdar etmek
to keep someone posted (on) Verb
durumdan haberdar olmak
to be acquainted with the facts Verb
durumdan haberdar olmak
to acquaint oneself with the circumstances Verb
durumundan haberdar olmak
to acquaint oneself with the fact Verb
gerçek durumdan haberdar olmak
to wise up Verb
gizli bir şeyden haberdar olmak
to be in the known Verb
gizli bir şeyden haberdar olmak
to be in the know Verb
günü gününe haberdar olmamak
to be out of the swim Verb
henüz haberdar değil
not yet up to the ropes
herkesi haberdar etmek
to spread the word Verb
iyi haberdar olmak
to have all one's marchs Verb
Komisyonu durumdan derhal haberdar ederler
they shall forthwith inform the Commission thereof
malikinin haberdar olduğu çıkarsanabilecek zilyetlik
notorious possession
özel olarak haberdar edilmiş olmak
to be given special notice of Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Haberi olan, haberli, vâkıf
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.