hayvan

Turkish-English Translation

  1. beast
  2. brute
  3. cuss
  4. animal
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

At ve at benzeri diğer hayvan yetiştiriciliği (NACE kodu: 01.43)
Raising of horses and other equines (NACE code: A1.4.3) Noun, Trades-Professions
Avrupa Tabii Hayatının, Bitki ve Hayvanların Yaşadığı Yerlerin Koruma Altına Alınmasına Dair Sözleşme
Convention on the Conservation of European Wildlife and Natural Habitats Noun, International Law
bitki kaynaklı
plant-based Adjective
bitki kaynaklı gıda
plant-based food Noun, Food-Kitchen
bitki kaynaklı protein
plant-based protein Noun, Food-Kitchen
Diğer hayvan yetiştiriciliği (NACE kodu: 01.49)
Raising of other animals (NACE code: A1.4.9) Noun, Trades-Professions
evcil olmayan hayvan
non-domesticated animal Noun
Hayvan üretimini destekleyici faaliyetler (NACE kodu: 01.62)
Support activities for animal production (NACE code: A1.6.2) Noun, Trades-Professions
hayvansal
animal-based Adjective
hayvansal gıda
animal-based food Noun, Food-Kitchen
hayvansal protein
animal-based protein Noun, Food-Kitchen
Hazır hayvan yemleri imalatı (NACE kodu: 10.9)
Manufacture of prepared animal feeds (NACE code: C10.9) Noun, Trades-Professions
peluş hayvan
stuffed animal Noun, Child Care
peluş hayvan
stuffed toy Noun, Child Care
Sütü sağılan büyük baş hayvan yetiştiriciliği (NACE kodu: 01.41)
Raising of dairy cattle (NACE code: A1.4.1) Noun, Trades-Professions
Tahıl, işlenmemiş tütün, tohum ve hayvan yemi toptan ticareti (NACE kodu: 46.21)
Wholesale of grain, unmanufactured tobacco, seeds and animal feeds (NACE code: G46.2.1) Noun, Trades-Professions
Uluslararası Nakliyat Esasında Hayvanların Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi
European Convention for the Protection of Animals During International Transport Noun, International Law
(pire vb) sıçrayıcı bir hayvan
hopper
ana hayvan
dam
asalak bitki veya hayvan
guest
at familyasından hayvan
horse
ateşte yanmayan efsanevi bir hayvan
salamander
bağıran kimse veya hayvan
howler
başıboş hayvan
estray Noun, Law
bir yaşında hayvan
yearling
boynuzları kopmuş ya da kesilmiş hayvan
pollard
boyunduruk koşulmuş bir çift hayvan
yoke
büyük hayvan
great gun
büyükbaş hayvan
great cattle
büyükbaş hayvan
bovine
büyükbaş hayvan
net personality
çifte atan hayvan
kicker
cılız hayvan
poor cattle
çok zayıf insan ya da hayvan
scrag
damızlık hayvan
stud
evcil hayvan
domestic animal
evde beslenen ve sevilen hayvan
pet
genç ya da küçük çocuk ya da hayvan
littlin
havlayan hayvan
howler
hızlı koşan yırtıcı bir hayvan
cheetah
iğdiş edilmemiş hayvan
entire animal
iki yaşayışlı hayvan
amphibian
kabuklu hayvan
crustacean
kaçmış hayvan
estray Noun, Law
kavruk kalmış hayvan
runt
kazanan kimse ya da hayvan
winner
kedi ailesinden herhangi bir hayvan
cat
kesim için semizleştirilmiş hayvan
fatstock
memede olan çocuk veya hayvan
suckling
öldürülmüş hayvan
kill
öldürülmüş hayvan
cull
ölü hayvan
dead animal
sahibi çıkmayan hayvan
unclaimed animal
soluk alan kişi ya da hayvan
breather
sürüden ayrılmış hayvan
stray
toplumsal hayvan
social animal
uğur getirdiği düşünülen hayvan
mascot
vahşi hayvan
wild animal
vahşi hayvan
wild beast
vahşi hayvan
ferae naturae Noun
vb kedi ailesinden iri bir hayvan
big cat
yabani hayvan
wild animal
yırtıcı hayvan
predator
hayvan (sığır) yetiştirmek
to raise cattle Verb
hayvan ...
animalic
hayvan alım satım pazarı
cattle market
hayvan bakıcısı
keeper of an animal
hayvan bakıcısı
handler
hayvan barınağı
animal pound Noun
hayvan barınağı
animal shelter Noun
hayvan besileme
animal breeding
hayvan besleme
animal breeding
hayvan beslemek
to keep an animal Verb
hayvan burnu
snout
hayvan çiftçisi
cattle farmer
hayvan çiftliği
stock farm
hayvan çiftliği
ranch
Hayvan Çitliği
Animal Farm Noun, Literature
hayvan derisi
hide
hayvan derisi avcısı
hide hunter
hayvan fuarı
cattle show
hayvan gibi
bestial
hayvan gibi
beastly
hayvan gibi
brutish
hayvan gibi adam
brute
hayvan gibi çalışan
toiler
hayvan hastanesi
veterinary hospital
hayvan hayat sigortası
livestock insurance Noun
hayvan iç yağı
suet
hayvan ini
lodge
hayvan kaynaklı
animal-based Adjective
hayvan kaynaklı gıda
animal-based food Noun, Food-Kitchen
hayvan kaynaklı protein
animal-based protein Noun, Food-Kitchen
hayvan kervanı
pack train
hayvan kimlik sistemi
animal identification system
hayvan mevcudu
farm stock
hayvan midesi
maw Noun
hayvan öldürme
kill
hayvan ölüsü
body of a dead animal
hayvan otlatma izni
occupation licence
hayvan panayırı
cattle show
hayvan pasaportu
animal passport
hayvan pençesi
paw
hayvan pençesindeki kıvrık
claw
hayvan postunu doldurma sanatı
taxidermy
Hayvan refahı
animal welfare
hayvan rehni teminatlı senet
cattle paper
hayvan sağlığı
animal health
Hayvan Sağlığı Gıda ve Yem Araştırmaları Daire Başkanlığı
Department of Animal Health, Food and Feed Research Noun, Organizations
hayvan sağlığı sertifikası
animal health certificate Noun
Hayvan Sağlığı ve Karantina Daire Başkanlığı
Department of Animal Health and Quarantine Noun, Organizations
hayvan sağlığı ve zabıtası
animal health and surveillance Noun
hayvan sayısı olarak ifade etmek
to reckon livestock by tale Verb
hayvan sigortası
animal insurance Noun
hayvan sürme
cattle drive
hayvan sürüsü
flock
hayvan sürüsü
herd
hayvan tanımlama kodu
animal identification code
hayvan taşıyan araba
cattle car
hayvan ticareti
cattle trade
hayvan tüccarı
cattle dealer
hayvan tüccarı
cattle trader
hayvan üretme
livestock production
hayvan vagonu
livestock waggon
hayvan vagonu
cattle truck
hayvan vagonu
livestock car
hayvan ve bitki yetiştiren şirket
breeding company
Hayvan ve Hayvansal Ürünler Sınır Kontrol Daire Başkanlığı
Department of Border Inspection for Animal and Animal Products Noun, Organizations
hayvan veya eşyanın saklandığı ağıl
breach of pound
hayvan ya da bitki dokusunun doğal renklendirici maddesi
pigment Noun
hayvan ya da köle kulağına vurulan damga
earmark
hayvan ya da şey
pygmy
hayvan yavrusu
young animal
hayvan yavrusu
get
hayvan yemi
provender
hayvan yemi
animal feed
hayvan yemi
animal feeds
hayvan yemliği
pie counter
hayvan yetiştirici
stock raiser
hayvan yetiştiriciliği
stock farming
hayvan yetiştiricisi
cattle farmer
hayvan yetiştiricisi
stockbreeder
hayvan yetiştiricisi
stock farmer
hayvan yetiştiricisi
livestock ranger
hayvan yetiştirme
animal breeding
hayvan yetiştirme
animal husbandry
hayvan yetiştirme
cattle- rearing
hayvan yetiştirme
stock farming
hayvan yetiştirme
stock raising
hayvan yetiştirme finansman şirketi
cattle loan company
hayvan yük listesi
cattle manifest
(dekoratif harfleri) insan ve hayvan figürleri ile süslemek
to historiate Verb
(demiryolu) hayvan vagonu
stockcar
ahırda hayvan konulan yer
stabling
atlayan hayvan ya da insan
jumper
başıboş dolaşan hayvan sürüsünü ağıla kapamak
to impound stray cattle Verb
başkasının otlağında hayvan otlatma hakkı
cattle gate
bir asalağı besleyen hayvan veya bitki
host
bir borç karşılığı olarak hayvan sürüsüne
impound
bir hayvan veya bitkinin yetiştiği yer
habitat
bir hayvanı hayvan pansiyonuna yerleştirmek
to board out something Verb
birbiri ile benzerlikleri olan hayvan veya bitki sınıfı
group
bitki ve hayvan türlerini ıslah etme
breeding
bu hayvan bakım ister
this animal needs care
büyükbaş hayvan sigortası
cattle insurance Noun
büyükbaş hayvan sigortası
livestock insurance Noun
büyükbaş hayvan tüccarı
livestock dealer
canlı hayvan baskülü
animal scale Noun, Testing
canlı hayvan finansman kredisi
livestock loan
canlı hayvan kantarı
animal scale Noun, Testing
canlı hayvan terazisi
animal scale Noun, Testing
çeşitli hayvan veya bitkileri karıştırarak üretmek
to interbreed Verb
çevresi parmaklıklarla çevrili alandaki vahşi hayvan avı
canned hunt
çift hayvan takımı
team
doğal ürünler (maden , süt , hayvan yavruları vb
fructus naturales
etobur hayvan ya da bitki
carnivore
evcil hayvan barınağı
pen
evcil hayvan satışı yapılan dükkân
pet shop
fırça yapımında kullanılan kalın ve sert hayvan kılı
bristle
iğdiş edilmiş hayvan (at
gelding
insan eti yiyen hayvan ya da insan
man eater
kasaplık hayvan kesmek
to butcher Verb
köpek ya da kedi türünden vahşi hayvan yavrusu
whelp
melez hayvan veya bitki
hybrid
nesli tükenme tehlikesi altında olan hayvan türleri
endangered animal species Noun, Biology
politik hayvan (insanda olması gereken nitelik)
political animal Noun
salgın hayvan hastalıkları
epidemic animal diseases Noun
siloda saklanan hayvan yemi
silage
sokan hayvan ya da bitki
stinger
yaya olarak sürdürülen vahşi hayvan avı
safari
yerli insan veya hayvan ve bitki
indigene
Türk Geldi Tesisleri Canlı Hayvan Deposu
Livestock Warehouse of Türk Geldi Facilities Noun, Organizations
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Hareket edip ... canlı yaratık
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.