enflasyona endeksli
Adjective, Economics
enflasyon korumalı
Adjective, Economics
enflasyona karşı korumalı
Adjective, Economics
enflasyona endeksli
Adjective, Economics
enflasyon korumalı
Adjective, Economics
enflasyona karşı korumalı
Adjective, Economics
enflasyona endeksli
Adjective, Economics
enflasyon korumalı
Adjective, Economics
enflasyona karşı korumalı
Adjective, Economics
...'i enflasyona karşı korumak
Verb, Economics
enflasyon ile mücadele etmek
Verb
enflasyon ile mücadele etmek
Verb
toplam mal talebinde artış olmadan fiyatların artması
çekirdek enflasyon
Noun, Economics
maliyet yükselten enflasyon
maliyeti yükselterek fiyatları artırma.
yavaş yavaş ilerleyen enflasyon
enflasyonu dizginlemek
Verb
enflasyonu aşağı çekmek
Verb
enflasyonu aşağı çekmek
Verb
fiyat artışlarının talebin arzdan aşırı olması sonucu meydana gelmesi
talep kökenli enflasyon
Noun, Economics
talep fazlalığı veya para hacmi artışından ilerigelen fiyat yükselmesi.
talebin yer değiştirmesinin neden olduğu enflasyon
enflasyonu düzeltmek için sert tedbirler
Noun
enflasyonu körüklemek
Verb
eflasyon yüzünden erozyon
enflasyon yüzünden erozyon
enflasyonist beklentiler
Noun, Economics
enflasyon beklentisi
Noun, Economics
beklenen enflasyon
Noun, Economics
enflasyonla mücadele etmek
Verb
yiyecek fiyatları enflasyonu
enflasyonu körüklemek
Verb
enflasyon mücadele etmek
Verb
enflasyonu durdurmak
Verb
enflasyondan korunmak
Verb, Economics
hiperenflasyon (dolu dizgin enflasyon , kontrolün elden çıktığı enflasyon türü
enflasyon göstergeleri
Noun
enflasyona ayak uydurmak
Verb
enflasyonu körüklemek
Verb
enflasyonu durdurmak
Verb
enflasyonla başa çıkmak
Verb
enflasyona göre vergi basamaklarını yükseltmek
Verb
enflasyona göre vergi basamaklarını yükseltmek
Verb
mal için para talebinde artış olduğu ve fiyatların denetlenmediği durum
enflasyon politikası
Noun
fiyatların dondurulduğu enflasyon
enflasyonu körüklemek
Verb
enflasyonu frenlemek
Verb
dört nala giden enflasyon
enflasyonu yeniden alevlendirmek
Verb
enflasyonu yeniden başlatmak
Verb
bastırılmış enflasyon (hükümetin fiyat ve ücretlere müdahale etmediği takdirde daha da artacak olan enflasyon
enflasyonun yeniden başlaması
enflasyonun hızını kesmek
Verb
yapısal enflasyon (artan talebin ya da ana endüstrideki maliyet artışlarının neden olduğu fiyat yükselmeleri
Noun
bastırılmış enflasyon (fiyatların ve ücretlerin hükümet tarafından denetlendiği durum
enflasyon belirtileri
Noun
enflasyona eğilimli olmak
Verb
enflasyona karşı ek teminat
Noun
enflasyon haddine göre ayarlanan ücret zammı
ücret artışlarının körüklediği enflasyon
ücret artışlarının körüklendiği enflasyon
ücret artışlarının yol açtığı enflasyon
ücretlerin yükselmesinin yol açtığı enflasyon
savaşın neden olduğu enflasyon
cari maliyet muhasebesi
Noun, Accounting
enflasyon muhasebesi
Noun, Accounting
enflasyonun tesirini göz önüne alan muhasebe yöntemi
Noun, Accounting
enflasyon düzeltmesi
Noun, Accounting
beklenen enflasyon
Noun, Economics
enflasyon beklentisi
Noun, Economics
enflasyonist beklentiler
Noun, Economics
geçici enflasyon istikrarı
para değerini koruyucu önlemler.
enflasyonun yeniden canlanması
enflasyonnun yeniden canlanması
enflasyon hedeflemesi
Noun, Economics
yüksek enflasyon döneminde sanayi ve ticaret işletmelerinden alınan vergi
enflasyonu kontrol altına almak
Verb
karşı enflasyon politikası
Noun
açık enflasyon hedeflemesi
Noun, Economics
örtük enflasyon hedeflemesi
Noun, Economics
enflasyonu daha da kötüye götürmek
Verb
enflasyonu daha kötüye götürmek
Verb
fiyatların başını alıp gitmesi
aynı anda enflasyon ve işsizlik (enflasyonun mu yoksa işsizliğin mi daha büyük sorun olduğunun değerlendirilmesi
tek haneli enflasyon oranı
üç rakamlı enflasyon oranı