inflation

  1. Noun, Economics enflasyon
  2. Noun para şişkinliğı, enflasyon: piyasadaki para hacminin aşırı derecede artması.
  3. Noun para değerdüşümü, piyasada para bolluğu yüzünden fiyatlardaki aşırı artış.
  4. Noun şiş(ir)me.
enflasyona endeksli Adjective, Economics
enflasyon korumalı Adjective, Economics
enflasyona karşı korumalı Adjective, Economics
enflasyona endeksli Adjective, Economics
enflasyon korumalı Adjective, Economics
enflasyona karşı korumalı Adjective, Economics
enflasyona endeksli Adjective, Economics
enflasyon korumalı Adjective, Economics
enflasyona karşı korumalı Adjective, Economics
...'i enflasyona karşı korumak Verb, Economics
yeni bir enflasyon krizi
beklenen enflasyon
enflasyon ile mücadele etmek Verb
enflasyon ile mücadele etmek Verb
enflasyon yükü
toplam mal talebinde artış olmadan fiyatların artması
sektör enflasyonu
enflasyon nedeni
kronik enflasyon
kronik enflasyon
enflasyon hafiflemesi
çekirdek enflasyon Noun, Economics
maliyet enflasyonu
maliyet yükselten enflasyon
maliyeti yükselterek fiyatları artırma.
karşı enflasyon
kredi enflasyonu
yavaş yavaş ilerleyen enflasyon
enflasyonu dizginlemek Verb
enflasyonu aşağı çekmek Verb
enflasyonu aşağı çekme
enflasyonu aşağı çekmek Verb
enflasyonu önlemek Verb
enflasyonu azaltmak Verb
enflasyonun azalması
enflasyon tehlikesi
enflasyon tehlikei
talep enflasyonu
fiyat artışlarının talebin arzdan aşırı olması sonucu meydana gelmesi
talep kökenli enflasyon Noun, Economics
talep enflasyonu
talep fazlalığı veya para hacmi artışından ilerigelen fiyat yükselmesi.
talebin yer değiştirmesinin neden olduğu enflasyon
iki haneli enflasyon
enflasyonu düzeltmek için sert tedbirler Noun
gelir enflasyonu
enflasyon sonucu
enflasyonu körüklemek Verb
eflasyon yüzünden erozyon
enflasyon yüzünden erozyon
enflasyonist beklentiler Noun, Economics
enflasyon beklentisi Noun, Economics
beklenen enflasyon Noun, Economics
enflasyonla mücadele etmek Verb
yiyecek fiyatları enflasyonu
enflasyonu körüklemek Verb
dört nala enflasyon
doludizgin enflasyon
enflasyon mücadele etmek Verb
enflasyonu durdurmak Verb
enflasyona karşı önlem
enflasyondan korunmak Verb, Economics
gizli enflasyon
hiperenflasyon (dolu dizgin enflasyon , kontrolün elden çıktığı enflasyon türü
enflasyon etkisi
enflasyon endeksi
enflasyon göstergeleri Noun
enflasyona ayak uydurmak Verb
enflasyonu körüklemek Verb
enflasyonda durulma
enflasyon düzeyi
enflasyonu durdurmak Verb
enflasyonla başa çıkmak Verb
enflasyona göre vergi basamaklarını yükseltmek Verb
enflasyona göre vergi basamaklarını yükseltmek Verb
büyük enflasyon
para şişkinliği
para enflasyonu
para enflasyonu
mal için para talebinde artış olduğu ve fiyatların denetlenmediği durum
malların arzına oranla
kâğıt para enflasyonu
önü alınan enflasyon
önü alınan enflasyon
enflasyon süresi
devamlı enflasyon
enflasyon politikası Noun
fiyat enflasyonu
fiyatların dondurulduğu enflasyon
enflasyonu körüklemek Verb
enflasyona karşı koruma
enflasyonu frenlemek Verb
dört nala giden enflasyon
enflasyon oranı
enflasyonun düşürülmesi
enflasyonu yeniden alevlendirmek Verb
enflasyonu yeniden başlatmak Verb
bastırılmış enflasyon
bastırılmış enflasyon (hükümetin fiyat ve ücretlere müdahale etmediği takdirde daha da artacak olan enflasyon
enflasyona sığınmak Verb
enflasyonun yeniden başlaması
enflasyon riski
hiperenflasyon
hiper enflasyon
yokuş aşağı enflasyon
yüksek oranlı enflasyon
dokuncalı para bolluğu.
maaş enflasyonu
uzun süreli enflasyon
enflasyon belirtisi
enflasyonun hızını kesmek Verb
enflasyon hızını azaltma
enflasyon oranında düşme
yapısal enflasyon (artan talebin ya da ana endüstrideki maliyet artışlarının neden olduğu fiyat yükselmeleri Noun
yapısal enflasyon
bastırılmış enflasyon (fiyatların ve ücretlerin hükümet tarafından denetlendiği durum
bastırılmış enflasyon
enflasyon belirtileri Noun
vergi enflasyonu
enflasyona eğilimli olmak Verb
lastik şişmesi
lastik hava basıncı
enflasyona karşı ek teminat Noun
enflasyona uğramak Verb
enflasyon kurbanı
enflasyona açık
ücret enflasyonu
enflasyon haddine göre ayarlanan ücret zammı
ücret artışlarının körüklediği enflasyon
ücret artışlarının körüklendiği enflasyon
ücret artışlarının yol açtığı enflasyon
ücret itişli enflasyon
ücretlerin yükselmesinin yol açtığı enflasyon
savaşın neden olduğu enflasyon
enflasyon dalgası Noun
yıkıcı enflasyon
cari maliyet muhasebesi Noun, Accounting
enflasyon muhasebesi Noun, Accounting
enflasyonun tesirini göz önüne alan muhasebe yöntemi Noun, Accounting
enflasyon düzeltmesi Noun, Accounting
enflasyon uyarısı
enflasyona çare
enflasyon çaresi
enflasyonist konjonktür
enflasyon maliyeti
enflasyon maliyeti
enflasyon tehlikesi
beklenen enflasyon Noun, Economics
enflasyon beklentisi Noun, Economics
enflasyonist beklentiler Noun, Economics
enflasyon patlaması
enflasyon faktörü
enflasyon ile mücadele
enflasyon tahmini
enflasyon kazancı
maliyet enflasyonu
kredi enflasyonu
para şişkinliği
para enflasyonu
paranın şişirilmesi
enflasyon hızı
enflasyon korkusu
geçici enflasyon istikrarı
para değerini koruyucu önlemler.
enflasyon oranı
enflasyonun yeniden canlanması
enflasyonnun yeniden canlanması
enflasyon riski
enflasyona karşı korunma
enflasyon sarmalı
enflasyon hedeflemesi Noun, Economics
enflasyon vergisi
yüksek enflasyon döneminde sanayi ve ticaret işletmelerinden alınan vergi
enflasyonu kontrol altına almak Verb
karşı enflasyon politikası Noun
açık enflasyon hedeflemesi Noun, Economics
örtük enflasyon hedeflemesi Noun, Economics
enflasyonu daha da kötüye götürmek Verb
enflasyonu daha kötüye götürmek Verb
fiyatların başını alıp gitmesi
aynı anda enflasyon ve işsizlik (enflasyonun mu yoksa işsizliğin mi daha büyük sorun olduğunun değerlendirilmesi
tek haneli enflasyon oranı
üç rakamlı enflasyon oranı