karşılamak

Turkish-English Translation

  1. Verb meet
  2. Verb fill
  3. Verb satisfy
  4. Verb fulfill
  5. Verb fulfil
  6. Verb receive
  7. Verb encounter
  8. Verb confront
  9. Verb face
  10. Verb supply
  11. Verb greet
  12. Verb answer
  13. Verb welcome
  14. Verb provide
  15. Verb accommodate
  16. Verb suit
  17. Verb fit
  18. Verb compensate
  19. Verb countervail
  20. Verb offset
  21. Verb counterbalance
  22. Verb cover
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

...'i olumlu karşılamak
to receive ... favorably Verb
ağır yük vagonu gereksinimini karşılamak
to meet truck requirements Verb
amacı karşılamak
to answer the purpose Verb
ancak masraflarını karşılamak
to get out without loss Verb
artan talebi karşılamak
to meet the increasing demand Verb
artan talep karşılamak
to meet the increasing demand Verb
bekleneni karşılamak
to answer expectations Verb
beklentileri karşılamak
to measure up Verb
beklentileri karşılamak
to meet expectations Verb
bir gereksinimi karşılamak
to meet a requirement Verb
bir gereksinimi karşılamak
to meet a need Verb
bir gideri karşılamak
to meet a cost Verb
bir ihtiyacı karşılamak
to meet a need Verb
bir ihtiyacı karşılamak
to meet a want Verb
bir ihtiyacı karşılamak
to fill a need Verb
bir ihtiyacı karşılamak
to supply a want Verb
bir işin masraflarını karşılamak
to finance Verb
bir kitaplıktan yararlanılmasını memnuniyetle karşılamak
to be welcome to the use of a library Verb
bir maliyeti karşılamak
to meet a cost Verb
bir masrafı karşılamak
to meet a cost Verb
bir müşterinin ihtiyaçlarını karşılamak
to aim at the needs of a customer Verb
bir riski karşılamak
to covering a risk Verb
bir riski karşılamak
to cover a risk Verb
bir şartı karşılamak
to answer a condition Verb
bir siparişi karşılamak
to deal with an order Verb
bir suçlunun ifadesini kuşkuyla karşılamak
to suspect a criminal's statement Verb
bir talebi karşılamak
to meet a demand Verb
bir talebi karşılamak
to meet a claim Verb
bir talebi olumlu karşılamak
to acquiesce in a request Verb
bir talep karşılamak
to accede to a request Verb
bir teklifi iyi karşılamak
to entertain a proposal Verb
bir zararı bir kazançla karşılamak
to set off a gain against a loss Verb
birini büyük tezahürat ile karşılamak
to give someone a red carpet reception Verb
birini cesaretle karşılamak
to stand up to sb Verb
birini coşkuyla karşılamak
to take to one's heart Verb
birini dostça karşılamak
to make someone welcome Verb
birini dostça karşılamak
to give someone a friendly reception Verb
birini gidip karşılamak
to pick up sb Verb
birini gösterilmesi gereken saygıyla karşılamak
to meet with due honour Verb
birini hoş karşılamak
to give someone a kind reception Verb
birini istasyonda karşılamak
to meet someone at the station Verb
birini iyi karşılamak
to give someone a cordial reception Verb
birini karşılamak
to meet sb Verb
birini soğuk karşılamak
to receive someone with frozen formality Verb
birini törenle karşılamak
to receive someone with all due honors Verb
birini yarı yolda karşılamak
to meet someone half- way Verb
birini yarı yolda karşılamak
to meet someone half way Verb
birini yarı yolda karşılamak
to meet someone half-way Verb
birinin beklentilerini karşılamak
to match up to someone's expectations Verb
birinin fikirlerini kuşkuyla karşılamak
to pour cold water on sb's ideas Verb
birinin gereksinimlerini karşılamak
to provide for someone Verb
birinin gereksinimlerini karşılamak
to suffice for sb's needs Verb
birinin ihtiyacını karşılamak
to see someone right Verb
birinin ihtiyaçlarını karşılamak
to fit out someone Verb
birinin ihtiyaçlarını karşılamak
to correspond to sb's needs Verb
birinin ihtiyaçlarını karşılamak
to supply the needs of sb Verb
birinin talebini iyi karşılamak
to turn a sympathetic ear to sb's request Verb
birinin talimatlarını kuşkuyla karşılamak
to query sb's instructions Verb
birşeyi anlayışla karşılamak
to make allowances for something Verb
birşeyi karşılamak
to come up to something Verb
birşeyi tuhaf karşılamak
to take something amiss Verb
birşeyin ihtiyaçlarını karşılamak
to fit out something Verb
bu güç dönemin zaruretlerini karşılamak
to meet the exigencies of this difficult period Verb
bütün masrafları karşılamak
to meet all expenses Verb
bütün siparişleri karşılamak
to meet all orders Verb
bütün zararları karşılamak
to cover all losses Verb
büyük coşkuyla karşılamak
to enthusiastic welcome Verb
büyük hacimde siparişleri karşılamak
to handle large order Verb
büyük tezahüratla karşılamak
to lay out the red carpet Verb
çok gerekli bir ihtiyacı karşılamak
to supply a much-felt want Verb
çok gerekli bir ihtiyacı karşılamak
to supply a much felt want Verb
coşku ile karşılamak
to acclaim Verb
darbeyi küçük kalkanla karşılamak
to buckler Verb
devlet kabul töreni ile karşılamak
to be received in state Verb
doğal karşılamak
to take for granted Verb
genelde düşük nitelikteki zevk veya ihtiyaçları karşılamak
to cater for Verb
gerçekleri olduğu gibi karşılamak
to face the facts Verb
güç bir durumu azimle karşılamak
to present a bold front to the world Verb
ham madde ihtiyacını karşılamak
to meet the requirements of raw material Verb
hammadde ihtiyacını karşılamak
to meet the requirements of raw material Verb
her türlü şartı karşılamak
to fill all requirements (every requirement) Verb
ihtiyacı karşılamak
to fill the bill Verb
ihtiyaçları karşılamak
to provide for the needs Verb
ihtiyaçları karşılamak
to meet the needs Verb
ihtiyaçları karşılamak
to supply the needs Verb
ihtiyaçlarını karşılamak
to prove the needs Verb
ihtiyaçlarını karşılamak
to satisfy one's needs Verb
ihtiyaçlarını karşılamak
to cater for patients Verb
ipotek borçlarını karşılamak
to cover the mortgage repayments Verb
istenilen şartları karşılamak
to meet requirements Verb
istenilen şeyi karşılamak
to answer the purpose Verb
kamu talebini karşılamak
to supply the public demand Verb
kendi ihtiyacını kendi karşılamak
to pay your way Verb
koşulları karşılamak
to cover the requirements Verb
masraf karşılamak
to allow someone his expenses Verb
masrafları karşılamak
to meet expenses Verb
masrafları karşılamak
to cover the expenses Verb
masrafları karşılamak
to meet the costs Verb
masrafları karşılamak
to defray the cost of sth Verb
masrafları karşılamak
to cover the cost Verb
masrafları karşılamak
to meet the expenses Verb
masraflarını karşılamak
to pay it's way Verb
müşterileri karşılamak
to welcome guest Verb
müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak
to cater for the needs of customers Verb
olayları sakin karşılamak
to take things calmly Verb
olumlu karşılamak
to accept Verb
olumsuz karşılamak
to discountenance Verb
ölümü sükûnetle karşılamak
to meet death calmly Verb
otomatik olarak karşılamak
to meet as of right Verb
para basarak açıklarını karşılamak
to finance government deficits by printing money Verb
polis gücü kadro ihtiyacını karşılamak
to bring the police force up to strength Verb
protesto ile karşılamak
to receive protest Verb
ricayı karşılamak
to comply with a request Verb
şartları karşılamak
to meet requirements Verb
şartları karşılamak
to answer requirements Verb
seçim şartlarını karşılamak
to qualify for the vote Verb
selam ve alkışlarla karşılamak
to hail Verb
sigortayı karşılamak
to cover an insurance Verb
siparişi karşılamak
to supply to order Verb
siparişleri karşılamak
to handle orders Verb
soğuk karşılamak
to discountenance Verb
talebi karşılamak
to meet the demand Verb
talebi karşılamak
to supply the demand Verb
talebi karşılamak
to comply with a request Verb
talebi karşılamak
to satisfy the demand Verb
talep karşılamak
to meet a claim Verb
yolcuyu karşılamak
to meet Verb
bir borcu karşılamak için verilen ipotek
collateral mortage bonds
bir şeyi karşılamak için ek bir meblağ ödemek
to allow for Verb
bir siparişi karşılamak için şahsen meşgul olmak
to personally handle an order Verb
bir siparişi karşılamak için titiz davranmak
to give one's best attention to an order Verb
ihtiyacı karşılamak için yapılan alışveriş
hand- to-mouth buying
masrafları karşılamak için prime eklenen miktar
loading
muhtemel zararları karşılamak için yedek akçe
surplus contingency reserve
siparişi karşılamak için titiz davranmak
to give one's best attention to an order Verb
talebi karşılamak üzere yetersiz miktardaki malların tahsisi
de marketing
zararları karşılamak üzere ayrılan karşılıklar
contingencies reserve Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Karşı çıkmak, istikbal etmek
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.