legislative

English-Turkish Translation

  1. yasama(lı), teşriî, kanun yapma ile ilgili.
    legislative assembly: yasama kurulu/meclisi.
    legislative
    power: yasama gücü/erki, teşriî kuvvet.
    legislative immunity: yasal dokunulmazlık, milletvekili dokunulmazlığı, teşriî masuniyet.
  2. yasa/kanun yapan, yasal yetkisi olan.
    legislative committees: meclis encümenleri.
  3. yasama meclisine ait.
    legislative recess.
  4. yasaların koyduğu/emrettiği, yasal, kanunî, yasalarla ilgili, kanuna müteallik.
  5. (bkz: legislature ).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

legislative act
teşrii tasarruf
legislative act
hükümleri çerçevesine giren gelecekteki davaların görülmesinde hangi kanunun uygulanacağını belirleyen kanun
legislative act
kanun yapma yetkisine dayanılarak yapılan tasarruf
legislative act
kanun
legislative assembly
teşrii meclis
legislative assembly
yasama meclisi
legislative authority
yasama yetkisi
legislative body
yasama organı
legislative branch
yasama organı
legislative budget
(US) bütçe kanunu
legislative business
yasama işi
legislative committee
yasama kurulu
legislative council
yasama konseyi
legislative court
hususi mahkeme
legislative department
hükümetin yasama bölümü
legislative fiat
kanun koyanın iradesi Noun
legislative fiat
kanun koyucunun iradesi Noun
legislative fist
kanun koyucunun iradesi Noun
legislative function
yasama işlevi
legislative function
kanun koyma görevi
legislative immunity
milletvekili dokunulmazlığı
legislative immunity
teşrii masuniyet
legislative initiative
yasama inisiyatifi
legislative initiative
kanun koyma inisyatifi
legislative intent
kanun koyucunun niyeti
legislative intent
kanun koyucunun kastı
legislative intent
kanun koyucunun iradesi Noun, Law
legislative investigation
(US) kongre araştırması
legislative machinery
yasama mekanizması
legislative machinery
kanun mekanizması
legislative motive
kanun koyucunun saiki
legislative package
kanun paketi
legislative period
yasama dönemi
legislative policy
yasama politikası Noun
legislative power
teşrii kuvvet
legislative power
yasama yetkisi
legislative power
yasama gücü Noun, Law
legislative power
yasama yetkisi Noun, Law
legislative prerogative
yasama yetkisi
legislative probe of banking practices
bankacılık işlemlerinin yasal olarak gözden geçirilmesi Noun
legislative probe of banking practices
(US) banka anketi
legislative procedure
yasama usulü
legislative program (me
yasama programı
legislative program (me)
yasama programı
legislative program me
yasama programı
legislative proposal
yasa teklifi
legislative provisions
kanun hükümleri Noun
legislative provisions
mevzuat hükümleri Noun, Law
legislative reforms
yasama reformları Noun
legislative session
yasama oturumu
(pol) seat (right to sit in a legislative body
sandalye
approximation of legislative provisions
mevzuatların birbirine yakınlaştırılması
by legislative action
yasama yoluyla
call a bill before a legislative body
bir kanun tasarısını kanun koyucu organın önüne getirmek Verb
call up a bill before a legislative body
kanun koyucu organa bir kanunun tartışılması için önerge vermek Verb
crime against the legislative body
yasama organına karşı suç Noun, Law
destroy a legislative function
yasama işlevini bozmak Verb
executive, legislative and judicial branches
yasama, yürütme ve yargı organları Noun, Public Administration
purview of a legislative body
kanun koyucu organın alanı
regional legislative assembly
bölgesel teşrii kurul
report of legislative committee
yasama kurulu raporu
written proceedings (of a legislative assembly)
zabıt
written proceedings of a legislative assembly
zabıtname
Office of Deputy Secretary-General of Legislative and Auditing Services
Yasama ve Denetim Hizmetleri Genel Sekreter Yardımcılığı Noun, Organizations
English-Turkish phrases from Zargan's own database