mixed

  1. Adjective karma
  2. Adjective karma.
    mixed = mixt school. mixed = mixt foursome.
  3. Adjective, Law çok cepheli, çok yönlü, karmakarışık.
  4. Adjective, Phonetics karma (sesli).
  5. Adjective, Botany karışık: talkımlı ve salkımlı (çiçek).
  6. zihni karışmış, şaşırmış, afallamış.
    to be/get mixed = mixt up: (a) zihni karışmak, şaşırmak,
    (b) karışmak.
    He was mixed = mixted up in a plot to overthrow the king.
  7. hem zararlı hem yararlı şey, çok yararları olmakla beraber ciddî mahzurları da olan nesne.
  8. karma tomurcuk: dal, yaprak ve çiçek üreten tomurcuk.
  9. karışık çiftler, her tarafta birer erkek birer kadınla oynanan tenis.
  10. karışık içki, iki veya daha fazla alkollü içki karışımı.
  11. çeşitli tarım: aynı çiftlikte çeşitli ürün ve hayvan yetiştirilmesi.
  12. karma üleşke, tam sayılı bayağı kesir.
  13. karışık ızgara.
  14. karma grup.
  15. karma dil.
  16. karışık evlenme, değişik din ve ırktan insanların evlenmesi.
  17. karma ortam: öğretim, reklam, eğlendirme vb. için film, kitap, sesalıcı vb. gibi araçların birlikte kullanılması.
  18. karma-ortamlı.
  19. karışık eğretileme /istiare: aynı ifadede birbiriyle ilgisiz iki veya daha fazla eğretilemenin kullanılması.
    Örnek:
    “The storm of protest nipped in the bud.”
  20. aitlik eki.
  21. karma katar: yolcu ve yük vagonlarından oluşan tren.
yanlış tepki göstermek Verb
karıştırmak Verb
Karma çiftçilik (NACE kodu: 01.5) Noun, Trades-Professions
Karma çiftçilik (NACE kodu: 01.50) Noun, Trades-Professions
karma eğitim Noun, Education-Training
karışık yük
karma hesap
davalının hem cezalandırılması hem de belli bir tazminata mahkûm edilmesi talep olunan dava
davalının hem cezalandırılması hem de belirli bir tazminata mahkûmiyeti ist
davalının hem cezalandırılması hem de belirli bir tazminata mahkûm edilmesi istenilen dava
karma çeşitler
düzensiz koleksiyon
aile banyosu Noun
bir olayın/durumun hem iyi hem kötü tarafları.
ana ve babası aynı ırk veya millete ait olan kimse
(Br) karışık yük
karışık yük
karışık yük ücret tarifesi
karma çizim Information Technology
hem kan bağı
hem de evlat edinmeden doğan hısımlık
karma komisyon
karma komisyon
karma kurul
karma şirket
taraflardan birinin iradesiyle birlikte irade dışı bir olaya bağlı şart
taraflardan birinin iradesi ile birlikte gayri iradi bir hadiseye bağlı olan şart
karma koşul
başka mallarla birlikte gönderme
karma sözleşme
karma sözleşme (âkitlerden birinin diğerine bir menfaat bahşettiği , karşılığında değerce daha az bir şey aldığı sözleşme
yarı değişken maliyet
diğeri gümüş iki değerli madenden yapılmış para
biri altın
muhtelif madenlerden yapılmış para ile kâğıt paradan oluşan karma para
(teniste) karışık çiftler maçı
karışık değerlerdeki eşyaların vergisi
mıxed economy
karma ekonomi
karma ekononmi
karma girişim
(US) 99 yıllık irsi hâsılat icarı
karışık duygular Noun
karışık orman
içinde türlü ağaçların bulunduğu orman
karma fon
karma fon
hem menkul hem de gayri menkul eşyaların birlikte hibesi Noun
karışık eşya
karma hükümet
karışık ızgara
karışık dondurma
karma stok
birçok malın bir arada bulunduğu stok
iki ayrı lisan konuşan veya kısmen zenci kısmen de beyazlardan oluşan jüri
ağırlaştırıcı sebep bulunan hırsızlık
ağır hırsızlık suçu
borçlar ve ayni hukuk
ahenksiz borsa
bir beyazla bir zencinin evlenmesi
karışık evlilik
karma medya
reklam kampanyasında birden çok medya kullanılması
karışık teknik Art
karma mülkiyet
ayrı din
ırk vb'den olmayanlar arasında evlenme
kanuni ve kesin karine
kanuni ve kati karine
menkul ve gayrimenkul mülk
hem de gayri menkul özelliklerini taşıyan eşya
menkul ve gayri menkul mülk
hem menkul
karışık ırk
karışık soy
karışık taban
karışık taban yazımı
karışık tepki
karma örnek
karışık örnekler
karışık örnekler Noun
karışık örnekleme
karma okul
karışık mal sevkıyatı
karışık mal sevkiyatı
karışık ihtiyatlar Noun
karma yedekler Noun
karma gümrük tarifesi
(US) karışık aday listesi
motorlu kara taşıtları karma sigorta poliçesi, kasko
yük vagonlu tren
hem yolcu hem de yük taşıyan tren
şaşkın, şaşırmış, zihni karışmış/bulanmış, afallamış, ne yapacağını bilemez halde.
He listened so
many political arguments that he got all mixed-up = mixed up, and had no idea which was right and which was wrong.
Adjective
(kötü bir işe) karışmış/bulaşmış.
I'm afraid he's mixed-up = mixed up in some dishonest business. Adjective
(kötü bir kimse ile) yakınlık kurmuş. Adjective
kireçli
karıştırılmak Verb
katılmak Verb
karışmak Verb
o işe buluşma
politikaya bulaşmak Verb
karışmak Verb
birbiri ne karışmak Verb
melez kişi
mixed economy