opponent

English-Turkish Translation

  1. Noun hasım
  2. Noun muhalif
  3. Noun muarız
  4. muhalif, düşman, hasım, rakip.
    He defeated his opponent in the election.
  5. karşıt, zıt.
  6. karşıki, karşıdaki.
  7. Anatomy bir organı öbürüne karşı getiren (kas vb.).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

(cards) to shut one's opponent out
kaput etmek Verb
pin one's opponent down to a point
rakibini bir nokta da yakalamak ve yenmek Verb
pin one's opponent down to a point
rakibini bir noktada yakalamak ve yenmek Verb
appear as an opponent
hasım olarak ortaya çıkmak Verb
armed opponent
silahlı muhalif Noun, Politics-Intl. Relations
chronic opponent
müzmin muhalif Adjective, Politics-Intl. Relations
floor an opponent
bir rakibi yenmek Verb
launch threats against an opponent
bir hasma karşı tehditler savurmak Verb
political opponent
politik muhalif
refute an opponent
bir rakibin sözlerini delillerle çürütmek Verb
talk over an opponent
bir muhalifi sonunda ikna etmek Verb
underrate an opponent
bir düşmanı küçümsemek Verb
vigorous opponent
ateşli muhalif Noun
opponent on principle
prensip olarak
have angry passages with an opponent in a debate
müzakerelerde bir muhalifle öfkeli sözler teati etmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database