our

  1. Pronoun bizim, bize ait.
    This is our house/school. our team is going to win.
keyfine göre Adverb
(... için) elinden gelen herşeyi yapmak Verb
(... için) yapabileceği herşeyi yapmak Verb
(... için) ne gerekiyorsa yapmak Verb
yokluğunda Adverb, Law
yetkisi dışında Adjective
yetki alanı dışında Adjective
haddini aşmak Verb, Idioms
fazla ileri gitmek Verb, Idioms
çizmeyi aşmak Verb, Idioms
haddini aşmak Verb, Idioms
fazla ileri gitmek Verb, Idioms
çizmeyi aşmak Verb, Idioms
beklentilerimiz gerçekleşmedi
Lord's Prayer
rakamlarımız tutmuyor
dosya numaramız
dosya numaramız
Meryem Ana(mız). Noun
son modellerimiz
teklif imiz hala geçerlidir
kendi imalatımız
kendi imalat ımız
referans ımız
referansımız
puanlarımız eşit
bizimkiler
günde ortalama sekiz saat çalışıyoruz
şimdi ankara'ya bağlamak nıyoruz
tarafınızdan imzalanmıştır
tarihimizin ilk dönemlerinin birinde
hesaplarımızı düzeltmek Verb
firmamızca çıkarılmıştır
yardımımızı hak etmek Verb
mükerrer ricalarıma rağmen
menfaatlerimize aykırı
çağımıza kadar
dosyalarımız için
elimizde kalan mallar Noun
sonunda bizim dediğimize geldi
görüşmemizi teyiden
görüşmemizi teyitden
hesabımızı dengelemek için
aramızda.
in your midst: aranızda.
in their midst: onların arasında.
bizce Adverb
bizce Adverb
cebimize dokunacak
başbaşa vermek Verb
itirazlarımıza rağmen
tek başımıza Adverb
tarafımızca
gişelerimizde ödenebilir
konuklarımızı ağırlamak için gerekli önlemleri almak Verb
Çin'le olan ilişkilerimizi yeniden değerlendirme
müzakerelerimizin konusu
müşterilerimizin büyük bir kısmı
sonuç beklediğimiz gibi oldu
yol önümüzden geçmek yor zaman geçtikçe
şartlarımızı kabul ettiler Noun
gelecek sayıda devam edecektir
devamı gelecek sayıda
kendi emrimize
kendi emir emr imize
teminatımız tahtında
garantimiz altında
teminat mız altında
garanti miz altında
mevcut kapasite mizi artıracağız
hedefe yaklaşmak ıyoruz
menfaatlerimize halel gelmeksizin
sorumluluk kabul etmeyiz
Hayatımızın En Güzel Yılları Proper Name, Cinema