son ... yılın zirvesi
Noun, Economics
ilk kez önceki Mart ayının en yüksek noktasını aşmak
Verb
doruk noktasına erişmiş olmak
Verb
işin nispeten az olduğu dönemler
iş çıkış saatinde koşuşmanın en yoğun olduğu zaman
mevsimin en civcivli zamanı
işsizliğin ulaştığı en yüksek nokta
en çok inşaat yapılan mevsim
bir şeye olan talebin en yüksek dönemi
kalabalık bir dönemde turistik bir alanda konaklama yaptırılan insan sayısı
trafiğin yoğun olduğu saatler
Noun
ilk üç aylık dönem içindeki erişilen doruk
yatırımın en yüksek olduğu dönem
(elektrik) en yüksek güç yükü
işten çıkış saatleri
Noun
talebin en yüksek olduğu dönem
fiyatların en yüksek olduğu dönem
satışların en yüksek noktaya çıktığı dönem
turist trafiğinin en yoğun olduğu dönem
mevsimin en civcivli zamanı
işlerin en çok yoğun olduğu zaman
ya da radyo dinlediği zaman
insanların en fazla televizyon izlediği
televizyon reklamcılığında
en çok sayıdaki izleyicinin televizyonu izleyeceği tahmin edilen süre
trafiğin en yoğun olduğu zaman
trafik sıkışıklığının doruğa ulaştığı dönem
trafik sıkışıklığının doruğa eriştiği dönem
haftanın dönemi ya da yılın mevsimi
olanakların en yoğun kullanıldığı günün
işlerin en yoğun olduğu dönem
azami tüketimle baş etmeye çalışmak
Verb
mevsimin işlerinin en çok yoğun olduğu zamanlardaki sorunları ele almak
Verb
iş açısından en çok akşamları yoğun olmak
Verb
uçak yolculuğuna az talep olduğu zaman
işin nispeten az olduğu saatler
Noun
düşük mevsimde uygulanan iskontolu otel ücreti
talebin düşük olduğu zamanki tarife
azami kapasite de çalışmak
Verb