prematüre

... için henüz çok erken.
erken, vakitsiz, vaktinden önce, mevsimsiz, zamansız.
His premature death at the age of 39 is a great loss. Adjective
erken doğan, tam olgunlaşmamış/gelişmemiş.
a premature baby. Adjective
erken olgunlaşan, çabuk kemale eren. Adjective
erken doğum
vaktinden önce alınan karar
erken boşalma Noun, Sexuality
erken menopoz Noun, Medicine
erken tanıma Noun, International Law
vadesinden önce geri ödeme
vaktinden önce yazılmış rapor
vaktinden önce emekliye ayrılma
cildin erken yaşlanması Noun, Medicine
  1. Adverb, Medicine prematurely
preemie Noun, Medicine

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Vaktinden önce doğmuş