rally

Verb (bir araya/bir şey etrafında) topla(n)mak, toparla(n)mak.
The whole nation rallied to the government:
Bütün millet hükümetin etrafında toplandı.
The government rallied the nation around it: hükümet milleti etrafında topladı.
Verb düzene/nizama sokmak/girmek, düzenle(n)mek, takviye/ihya etmek.
The tired soldiers rallied and draw the enemy back.
Verb canlan(dır)mak, kuvvet(len)dirmek.
to rally one's spirit: maneviyatı kuvvetlenmek.
Verb (bir şahsın/partinin) yardımına koşmak, (bir davayı/ideali) desteklemek.
rally round: etrafında
toplanmak, tek vücut halinde birleşmek, kuvvetle desteklemek, yardımına koşmak.
Her friends rallied round when she was ill.
Verb (hastalık/keder/matem vb.) iyileşmeye yüztutmak, kısmen iyileşmek, salâha kavuşmak.
He soon rallied
from the shock of his father's death.
Verb yeni kuvvet/enerji kazanmak, kuvvetlenmek.
Verb, Public Finance (borsada fiyatlar düştükten sonra) hızla yükselmek, (piyasa) kendini toparlamak.
Verb (tenis/pinpon) sayı yapana kadar uzun süre topa vurmak.
Verb takılmak, şaka/lâtife yapmak, şakalaşmak.
Noun (bir araya) toplanma, (bir gaye uğrunda) birleşme.
Noun düzenle(n)me, düzene/nizama sokma/girme.
Noun, Public Finance (borsada düşüşü takiben) hızlı fiyat artışı, toparlanma.
Noun (tenis/pinpon) (a) sayı yapana kadar uzun süre topa vuruş, (b) maçtan önce bir süre topa vuruş.
Noun (boks) yumruklaşma, vuruşma.
Noun
rallye ile ayni anlama gelir. otomobil yarışı.
Noun heyecanlı toplantı, miting, bir toplumu heyecana/harekete getirmek gayesiyle yapılan toplantı.