reference

  1. Noun yollama
  2. Noun havale etme/edilme.
  3. Noun başvurma, müracaat (etme), danışma.
    reference mark: müracaat işareti.
    cross reference:
    özkaynakça: aynı kitapta konu ile ilgili başka kısımları gösteren not.
    for future reference: ileride başvurmak üzere/için.
    I'll keep this book for future reference.
  4. Noun ima, atıf, anma, zikretme, isnat, kinaye, telmih.
    make reference to: anmak, söylemek, zikretmek,
    ima/isnat etmek.
    There is no further reference to him in her diary: Hatıratında onun adı bir daha geçmiyor.
  5. Noun kaynakça, referans, bilgi alınacak kaynak, müracaat yeri /kitabı.
    valuable reference documents. reference
    material.
    reference library = reference department: araştırma için başvurulan kitaplık.
    reference book: müracaat kitabı.
  6. Noun tavsiye eden kimse.
    give someone as a reference: birisini referans göstermek.
  7. Noun iyihal kâğıdı, tanıklık, tavsiyename, bonservis, referans.
  8. Noun ilgi, münasebet, alâka, ilişki, söz konusu etme, ka'le alma.
    have reference to: … ile ilgili olmak,
    -e ait olmak/taallûk etmek.
  9. Verb kaynakça göstermek, başvurulacak kaynakları belirtmek.
  10. Verb başvurulan eserlerin listesini yapmak.
son işverenini referans olarak vermek Verb
son işvereni referans olarak vermek Verb
atıfta bulunmak suretiyle dahil edilmek Law
bir belgenin suretini başka bir belgeye ekleyerek
o belgenin kendi içinde onun sözü edilmeden ekli olarak atıfta bulunulması
hakem kararına saygı gösterme
bir şirketin hesabı bulunduğu banka
banka referansı
birinin yetkisi dışında kalmak Verb
tahkim mahkemesi
hakem kurulu
iş referansı
: bonservis, referans.
to give someone good character: birine iyi referans/bonservis vermek, lehinde bulunmak.
çevrimsel gönderme Information Technology
övücü atıf
kitapta bakılması gereken yeri gösteren not
çapraz başvuru Information Technology
veri gönderisi Information Technology
referansları kontrol etmek Verb
dipnot göndermeleri Noun
referans için
yerlem çatkısı: bir noktanın, bir cismin uzaydaki konumunu belirlemek için kullanılan başvuru eksenleri takımı. Physics
konaç dizgesi, koordinat eksenleri. Mathematics
temel dayanak: fikir, bulgu, düşünce vb.'nin dayandığı kavramsal yapı; fikirlere/eylemlere yön veren temel ilke ve kurallar.
(a) dayanak, mesnet: varılan karar ve hükmün dayandığı bilgi, fikir, müşahede vb.
Their frame of reference
was totally anti-Islamic prejudices. (b)
reference frame olarak da bilinir
mat. karşılaştırma konaç dizgesi, referans koordinat eksenleri.
birini referans olarak göstermek Verb
birine referans için başvurmak Verb
bir referansa bakmak Verb
nirengi noktası.
bir kurulun yetkilerinin sınırı
referans ımız
referansımız
eşantiyon
şahsi referans
dayanak noktası Noun
banka referansı vermek Verb
yetki, salâhiyet, yetki sınırı.
The question of finance was not within our terms of reference.
bir referansı arayıp bulmak Verb
ticari tavsiye
kredi istihbaratı
ticari itibar
ticari referans
verilen talimata göre
referans olarak bir isim vermek Verb
Başvuru Kitabı Information Technology
referans kitabı
beni referans verebilirsiniz
sizin referansınız
sizin referansıniz
yeniden atıf önergesi
referans kitabı Noun, Education-Training
başvuru kitabı Noun, Education-Training
kaynak kitap
referans kart-endeks sistemi
referans kontrolü
referans kontrolu
referans dosyaları Noun
karşılaştırma masdarı
ana masdar
özenilen küme: kişilerin düşünce, değer ve davranışlarını örnek alarak benimsedikleri toplumsal küme. Noun
(kambiyo senedi) gereğinde müracaat edilecek adres
imla işaretleri Noun
referans kitaplığı
mevcut kitaplar listesi
başvuru kitapları kitaplığı
referans işareti
müracaat işareti
başvuru medyası (ticari kullanım için düzenli aralıklarla yayımlanan istatistik ve öteki yararlı bilgiler
referans numarası
gösterge rakamı Noun
bir ihtilafın hakem kuruluna havalesi
denkleştirme süresi Noun, Law
nirengi noktası.
emsal fiyat Noun, Economics
tavsiye olunan fiyat
referans (gösterge) fiyatı
(kitaplık) referans kitapları salonu
atıfta bulunulacak örnek
referans örneği
(banka) çekin tahsil edilmediğini gösteren belge
başka kanunların uygulanmasına ilişkin kanun
bütün yazışmalarda kaydedilecek referans
referans eseri
bir kurulun görevi dışında kalmak Verb
bir şeyle ilişkisi olmak Verb
veri taban çizgisi Information Technology
biri hakkında referans vermek Verb
ile münasebeti olmak Verb
ile ilgisi olmak Verb
eylemsiz yerlemler: içinde bulunan nesnelerin ivmesiz oldukları, yani bir dış kuvvetin etkisi olmadıkça
duruk ya da düzgün doğru devinim içinde kaldıkları yerlem çatkıları/konaç dizgesi/koordinat sistemi.
Newton işleybilimi bu gibi dizgelerde geçerlidir.
mesaj referans bloğu
referansa dönüşümsüz kaydetme
bir referans kitabını aldığı rafa geri koymak Verb
bir evraka referans koymak Verb
bir kurulun yetkilerinin sınırı
… ile ilgili olarak, -e dair/göre, -e gelince, … münasebetiyle/dolayısıyla.
With reference to what
we discussed last week I would like to read you this letter I received.
ka'le almaksızın, bakmaksızın, hesaba katmadan, sarfınazar ederek.
all persons without reference to
age: yaşa bakmaksızın herkes.
They acted without reference to the local authority: Mahallî yetkilileri hesaba katmadan hareket ettiler.
Ulusal Gıda Referans Laboratuvarı Noun, Organizations