serve

  1. Verb, Law tebliğ etmek
  2. hizmet(çilik) etmek, hizmetini görmek, hizmetçisi/hizmetkârı olmak.
    He served our cause well:
    Gayemize iyi hizmet etti.
    He served his country well: Vatanına iyi hizmet etti.
  3. müşteriye bakmak.
  4. (lokantada vb.) servis yapmak.
  5. (misafire) yemek vermek/dağıtmak.
    serve up (food): (yemek) sofraya koymak, kotarmak, servis yapmak.

    chicken served with sauce: sosla yenilen piliç yemeği.
    dinner is served! yemeğe buyurun!
  6. yardım etmek.
    If my memory serves me right: Eğer doğru hatırlayabiliyorsam (hafızam beni aldatmıyorsa).
  7. (askerlik vb.) yapmak.
    to serve in the army: askerlik yapmak.
    serve one's apprenticeship: çıraklık etmek.
  8. (bir işe) yaramak, yararlı olmak, yarar/fayda sağlamak.
    It will serve my purpose/needs: İşime
    yarar.
    It serves a variety of purposes: Birçok işlere yarar.
  9. (belirli amaca) yaramak.
    That will serve to explain my actions.
  10. (tenis vb.) servis atmak/yapmak, oyun başlangıcında topa vurmak.
  11. (hapis cezası) çekmek, hapis yatmak.
    to serve one's sentence = to serve one's time: hapis cezasını çekmek.
  12. kulluk etmek, tapmak.
  13. emrini yerine getirmek.
  14. (görev) yapmak, ifa etmek.
    to serve his mayoralty.
  15. yetişmek, elvermek, kâfi gelmek.
  16. işine gelmek, işini görmek, uygun/elverişli olmak.
    serve for sth: bir işe yaramak.
    Tool that
    serves for several purposes: Birçok işlere yarayan alet.
    serve as: işini görmek, … olarak çalışmak.
    The fuse also serves as a switch: Sigorta anahtar olarak da çalışır.
    when occasion serves: uygun bir fırsatta, zamanı gelince, fırsat düşerse.
    serve as a pretext: bahane yerine geçmek, vesile olmak.
  17. tatmin etmek, ihtiyacını gidermek.
  18. (erkek hayvan) çiftleşmek.
  19. Law tebliğ etmek.
    to serve a subpena/summons/writ on someone = to serve someone with a subpena/summons/writ:
    celpnameyi eline vermek/tebliğ etmek.
  20. (top vb.) doldurup ateşlemek.
    to serve a gun.
  21. Maritime Traffic (halatı) façuna etmek, (halata) sıkıca sicim sararak takviye etmek.
    serve a rope.
  22. (tenis vb.) servis, topa ilk vuruş.
çıraklık dönemini tamamlamak Verb
birine çıraklık yapmak
çıraklık dönemini tamamlamak Verb
birinin yanında çıraklık etmek Verb
vatanına hizmet etmek Verb
efendisine sadık bir şekilde hizmet etmek Verb
kendi çıkarına çalışmak Verb
kendi amacına hizmet etmek Verb
kendi çıkarlarına hizmet etmek Verb
çıraklık/askerlik etmek.
hapis cezasını tamamlamak Verb
ihbarıni biri aracılığıyla yapmak Verb
ihbarını biri aracılığıyla yapmak Verb
servisi kırmak Verb, Tennis
askerlikte çürüğe çıkan
hizmet etmeye gönüllü olma
borçluya iflas ihbarında bulunmak Verb
birine celp kağıdı vermek Verb
birine celp kâğıdı vermek Verb
bir müşteriye hizmet etmek Verb
malları bir müşteriye teslim etmek Verb
tebligatta bulunmak Verb
bir hizmetçiye iş akdini feshettiğini bildirmek Verb
birine kanuni bir tebligatta bulunmak Verb
fayda etmek Verb
herkese içki ısmarlamak Verb
hapis cezası çekmek Verb
hapis cezası çekmek Verb
ihzar emrini muhataba vermek Verb
bir mahkeme davetiyesini muhatabına tebliğ etmek Verb
celpname tebliğ etmek Verb
kiracıya tahliye ihbarnamesi göndermek Verb
hapis cezası çekmek Verb
(Br) avukatlık bürosunda çalışmak Verb
bir şehre havagazı vermek Verb
birine bir müzekkere tebliğ etmek Verb
(Br) davalıya mahkeme davetiyesi vermek Verb
birine haciz ihbarı tebliğ etmek Verb
birine bir müzekkere tebliğ etmek Verb
karşı tarafa celpname göndermek Verb
sefer sırasında hizmet görmek Verb
ihtarnameye uygun cevap vermek Verb
bir mevkide bulunmak Verb
hukuk öğrenmek için avukat yanında staj yapmak Verb
temel teşkil etmek Verb
teminat yerine geçmek Verb
birinin becerisini belirtmeye yaramak Verb
bahçıvan ve şoför olarak hizmet etmek Verb
bahçıvan ve şoför olarak hizmet vermek Verb
arabuluculuk yapmak Verb
kılavuz görevi görmek Verb
jüri üyeliği yapmak Verb
belediye başkanlığı yapmak Verb
mazeret yerine geçirmek Verb
bahane yerine geçmek Verb
kural olarak iş görmek Verb
standart olarak geçerli olmak Verb
yamaklık etmek Verb
teminat olarak hizmet görmek Verb
teminat sayılmak Verb
delil olarak kullanmak Verb
delil olarak işe yaramak Verb
güvence sayılmak Verb
güvence olarak sayılmak Verb
dengeleyici güç rolü oynamak Verb
yedieminlik yapmak Verb
yönetim kurulunun emrinde çalışmak Verb
borçluya iflas ihbarında bulunmak Verb
ilanen tebliğ etmek Verb, Law
tasdikli suretleri tebliğ etmek Verb
müşterilere hizmet etmek Verb
evlere kablolu televizyon hizmeti vermek Verb
bir dükkânda çalışmak Verb
fahri sıfatla hizmet etmek Verb
büro da çalışmak Verb
bir büroda çalışmak Verb
orduda hizmet vermek Verb
orduda hizmet etmek Verb
deniz kuvvetlerinde askerlik yapmak Verb
polis memuru olmak Verb
polis teşkilatında çalışmak Verb
er olarak hizmet etmek Verb
çeşitli görevler üstlenmek Verb
...'de çeşitli görevlerde bulunmak Verb, Management
...'de çeşitli pozisyonlarda görev yapmak Verb, Management
değerli kâğıtların haklarını rehnetmek Verb
ipotek ihbarında bulunmak Verb
birine işten çıkarılacağını ihbar etmek Verb
hukuki ihbarda bulunmak Verb
birini mahkemeye celbetmek Verb
bir hizmetçiye iş akdini feshettiğini bildirmek Verb
bir kiracıya protesto çekmek Verb
kurul üyesi olmak Verb
bir kurulda bulunmak Verb
jüri üyesi görevini görmek Verb
lâyık olduğu cezayı vermek.
It serves him right! Oh olsun! lâyıkını/cezasını buldu! Yapmasaydı!
Önceden düşünseydi! Söz dinleseydi!
(a) dağıtmak, taksim etmek, (b) (başlanan işi/görevi) yapıp bitirmek, (c)
serve someone out: birinden
öç almak.
I'll serve him out: Ben ona gösteririm! Onun yanına bırakmam!
askerlere tayın dağıtmak Verb
memleket dışında hizmet görmek Verb
içecek sunmak Verb
yaramak Verb
bazı özel amaçlara hizmet etmek Verb
birini mülkünün mirasçısı yapmak Verb
birini bir mirasa vâris yapmak Verb
taksim etmek Verb
dağıtmak Verb
birine aynıyla mukabele etmek Verb
celpnameyi eline vermek Verb
birine hakaret davası açmak Verb
servo direksiyon
davalıya celpnameyi tebliğ etmek Verb
milli menfaate hizmet etmek Verb
milli menfaate hizmet etmek Verb
kamu yararına hizmet etmek Verb
kamu menfaatine çalışmak Verb
kamu yararına hizmet etmek Verb
işini görmek Verb
zamana uymak Verb
şehre gaz vermek Verb
ceza süresini çekmek Verb
hapis cezasını çekmek Verb
birine dava ilmühaberi tebliğ etmek Verb
iki efendiye birden hizmet etmek Verb
iki amaca hizmet etmek Verb
servis yapmak Verb
(yemek) sofraya koymak Verb
borçluya ikametgâhında ihbar tebliği göndermek Verb
borçluya ikametgahında ihtar tebliği göndermek Verb
birine davetiye tebliğ etmek Verb
borçluya ihbarda bulunmak Verb
iflasın açılışını tebliğ etmek Verb
askerliğe yazılmak Verb
su ikmalinde bulunmak Verb
güvence olarak kabul olunmamak Verb
(US) menkul değer veya emtia rehni karşılığı krediye ehil olabilme
bu işe yaramaz
iş imi görür
yol göstermesi için