skirt

  1. Noun, Textile Industry etek
  2. apron ile ayni anlama gelir. pencere iç-alt pervazı.
  3. Noun etek.
  4. Noun eteklik.
    skirt dance: geniş ve uzun eteklikle edilen dans.
  5. Noun karyola/mobilya vb. eteği.
  6. Noun semer eteği.
  7. Noun kenar, uç.
  8. Noun .
    skirts: varoş, kıyı, civar, dış/kenar mahalleler.
    the skirts of the city: şehrin kenar mahalleleri/varoşları.
  9. Noun eksik etek, kadın, kız.
    a piece/bit of skirt: kız.
    a nice bit of skirt: güzel bir kız.

    skirt-chasing: kadın/kız peşinde koşma, kadın avcılığı.
  10. Verb kenarında olmak/bulunmak, kenar olmak/teşkil etmek.
  11. Verb kenarından/çevresinden geçmek.The traffic skirts the town.
  12. Verb çevrelemek, etrafını kuşatmak.
    mountains skirting the town.
  13. Verb kaçınmak, imtina etmek, kaytarmak, yan çizmek, yanaşmamak, baştan savmak.
(alt kenarı) dar etek.
saz-etek: hula dansı oynayan Havaili kızların giydiği saz yapraklarından yapılmış etek. Noun
maksi etek
mini etek Noun
zamparalık
(ele alınması güç bir konudan, güçlükten vb.) kaçmak Verb
(ele alınması güç bir konudan, güçlükten vb.) kaçınmak Verb