subject

  1. Noun, Religion-Faith kul
  2. Noun konu, mevzu.
    the subject for discussion: irdeleme konusu.
    to change the subject: konuyu
    değiştirmek.
    Let us return to our subject: Konumuza dönelim.
  3. Noun ders, ders konusu.
    The pupil must pass in five subjects: Öğrencinin beş dersten başarı göstermesi
    gereklidir.
    What subjects do you teach?
  4. Noun neden, sebep.
    a subject for complaint: şikâyet sebebi.
  5. Noun, Music esas perde/makam.
  6. Noun uyruk, tebaa, kul, bende.
  7. Noun denemeye/tedaviye/incelemeye tâbi tutulan kimse.
    to be a subject of experiment: denemeye tâbi tutulmak.
  8. Noun, Grammar özne, fail.
  9. Noun, Logic özne, konu, mevzu: kendi üzerine bir şey söylenen, yüklemin taşıyıcısı.
  10. Noun, Philosophy (a) özne: düşünen, duyan, bilen, bilmeye yönelen, ama kendi bilgi nesnesi olmayan varlık, (b) ben, ego,
    öz varlık, (c) töz, cevher, madde: değişen durumlar ve niteliklere karşı kalıcı olan, kendi kendine var olan.
  11. Adjective … in uyruğu, yönetimi/idaresi /buyruğu altında.
  12. Adjective -e maruz, duçar, müstait, meyyal, mütemayil, etkisi altında.
    subject to danger: tehlikeye maruz.

    The plan is subject to modifications: Planda değişiklikler yapılabilir.
  13. Adjective bağlı, mütevakkıf.
    His departure is subject to your approval.
    subject to the following conditions: şu şartlarla.
  14. Adjective mahkûm.
    All men are are subject to death: Bütün insanlar ölüme mahkûmdur.
  15. Verb hükmü/ idaresi/kontrolu altına almak, boyun eğdirmek, tâbi kılmak.
    He began to pass statute laws to
    subject every area of the country.
  16. Verb maruz bırakmak, etkisi altında bırakmak.
    Weakness subjected him to many diseases.
  17. Verb mahkûm etmek, mecbur tutmak.
    Every single member of the crew had been subjected to a rigorous medical examination.
  18. Verb sunmak, arzetmek, takdim etmek.
    a plan subjected for approval.
  19. Verb konu olmak.
    The decision was subjected to constant criticism: Karar, sürekli eleştirme konusu oldu.
yeniden kendi konusuna dönmek Verb
konu sunu iyi bilmek Verb
konusunu iyi bilmek Verb
sömürge tebaası Noun, Politics-Intl. Relations
kolonyal tebaa Noun, Politics-Intl. Relations
etüdlerini tek bir konuya hasretmek Verb
konudan sapmak Verb
konusuna geri dönmek Verb
konu bakımından yargı yetkisi, konu bakımından yetki, görev Noun, Law
tebaa Noun, Politics-Intl. Relations
etba Noun, Politics-Intl. Relations
benzer konular
bir konuyu işlemek Verb
bir konuyu ele almak Verb
iflas konusu
tabi olmak Verb
bahis bahs açmak Verb
(doğma büyüme) İngiliz uyruklu olmak Verb
İngiliz vatandaşı
konu yu değiştirmek Verb
bahis bahsi kapamak Verb
ticari konu
zorunlu olarak alınması gereken ders
alınması zorunlu ders
tartışmaya yol açacak konu
kapak konusu
kapak resmi
İngiliz vatandaşı
(kişisel verileri saklanan) ilgili kişi Noun, Law
bir konuyu müzakere etmek Verb
hassas konu Noun
konudan çıkmak Verb
konu dışına çıkmak Verb
bir konuyu açmak Verb
bir konu üzerinde durmamak Verb
bir konuya dalma
konuyu değiştirmek Verb
konuyu kapatmak Verb
bir konu üzerinde durmak Verb
ekonomi konusu
(ders) isteğe göre seçilebilecek konu
bir konuyu açmak Verb
deneme konusu
sergi eşyası Noun
yabancı uyruklu
bir konuya temas etmek Verb
konu dışına çıkmak Verb
histerik kişi
kanunla ilgisi olmamak Verb
kanuni mesele
bir konuda yapıtlar topluluğu
sadık teba
ana konu
konuya hâkim olmak Verb
bir konuya hâkim olmak Verb
(US) yardımcı ders
bir sınav için bir konuya çok çalışmak Verb
memlekette doğmuş
memlekette doğmuş vatandaş
(Br) doğuştan İngiliz tebası Noun
doğma büyüme vatandaş
İngiliz vatandaşlığına kabul edilmiş İngiliz tebası Noun
İngiliz vatandaşlığına kabul edilmiş İngiliz tebaası
esas kuşkulanılan kişi
başka bir konuya geçmek Verb
bir konuda hüküm vermek Verb
ortaya bir konu atmak Verb
konuyu değiştirmek Verb
kısa metrajlı film
nazik konu
nazik konu
özel uzmanlık alanı
konuya odaklanmak Verb
meseleye odaklanmak Verb
nazik konu
(US) yardımcı ders
güncel konu
nazik konu
başka bir konuya geçmek Verb
konudan ayrılmak Verb
bir konuda hararetli tartışmak Verb
bir konuya ilgi duymak Verb
bir konuyla ilgilenmeye başlamak Verb
duçar
kesin olmayan
pazarlığa tabi bir satın alma teklifi
konuya göre düzenlenmiş katalog
konuya göre düzenlenmiş katalog
teknik sözlük
söz konusu madde
uzmanlık sınavı
konuya göre dosyalama
konulara göre dizme
deneme konusu
konu başlığı
konu listesi
konu fihristi
konu, mevzu, irdeleme/inceleme vb. konusu, bir kitabın/yazının/hikâyenin konusu. Noun
patent konusu
iptal edilebilir
devletler hukuku konusu
lisansa tabidir
vergiye tabidir
dava konusu
pazarlığa tabi satış teklifi
kesin olmayan
pazarlığa tabi bir satış teklifi
kendini eleştiriye maruz bırakmak Verb
reasürans priminin hesaplandığı direkt sigortacı primi
reassürans priminin hesaplandığı direkt sigorta primi
birini birşeye maruz bırakmak Verb
birinin birşeye maruz kalmasına sebep olmak Verb
birine zorla birşey yapmak Verb
vergiye tabi
vabeste
'ye tabi
tabi
ruhsata tabi
tadilata tabi
temyiz yolu açık
iptal edilebilir
İngiliz vatandaşı
iptal edilebilir
sansüre tabi
kınanacak (şey
istenildiğinde ödenecek çek
teyide tabidir (kesin olmayan bir fiyat bildirimi
kontrole tabidir
hatalar için sorumluluk kabul edilmez
düzeltilmemiş
veraset vergisine tabidir
(devletlerarası hukuk) feshi kabil
talimata bağlı
gümrük resmine tabidir
icraya tabi olma
icraya tabi
haczedilebilir olma
aşağıdaki hususlara tabidir
tetkike tabidir
muayeneye tabi
lisansa tabidir
tadilata tabidir
tadilata tabidir
ihbara tabidir
ödeme tabi
izne tabidir
satın alma emirlerinin stoğu aşması durumu
menkul kıymetler arzının sınırlı olmasından ötürü
kaydı ihtirazisi ile
kaydı ihtiraziye tabidir
sürşarja tabidir
yer bulunmadığı durumda otelin başka bir otelde yer bulması koşulu
öngörülen koşullara bağlı olarak, öngörülen koşullar uyarınca
istisnalara tabi
şu şartla ki
savaş riskleri klozuna tabidir
emrinize tabidir
müzakere konusu
araştırma konusu
abecesel konu kataloğu
duçar olmak Verb
maruz kalmak Verb
teyide tabi olmak Verb
cezayı müstelzim olmak Verb
feshe tabi olmak Verb
kısıtlamalara tabi olmak Verb
teminat gerektirmek Verb
konuya göre dizmek Verb
bir konuyu titizlikle ele almak Verb
ilginç konuşma konusu
uygun dava gerekçesi
esas konuşma konusu
ruhsata tabi iş
konu yu üstünkörü ele almak Verb