threshold

  1. Noun, Education-Training eşik
  2. Noun eşik, kapı eşiği.
    to cross the threshold: eşiği geçmek.
  3. Noun giriş, girecek yer.
  4. Noun başlangıç, başlama yeri/noktası.
    We are at the threshold of a new era: Yeni bir devrin başlangıcındayız.

    threshold of ascillation
    elekt. titreşimin başlama noktası.
  5. Noun
    limen ile ayni anlama gelir. eşik: canlıda tepki uyandırabilmek için gereken en küçük uyaran.

    threshold of consciousness: bilinç eşiği.
seçim barajı Noun, Politics-Intl. Relations
belirlenmiş eşik Noun, Banking
vergi eşiği
açlık sınırı Noun, Economics
pazar payı eşiği
algı eşiği Noun, Advertising
uyarım eşiği
(gelir vergisi) vergi eşiği
vergi eşiği
ciro eşiği Noun, Competition Law
basamak anlaşması
endeks klozlu tarife sözleşmesi
enflasyon oranının belirli bir düzeye ulaşması ya da onu aşması durumunda ücretlerin ancak o zaman artacağı
konusunda işverenle işçiler (ya da sendika
başlangıç ücret anlaşması
eşikteki şirketler Noun
kritik doz
başlangıç etkisi (yapılan reklamın satışların artışı üzerinde olumlu etkiyi göstermeye başladığı nokta
kabul edilebilecek en az başarı düzeyi
vergi yükümlüsü olabilmek için gerekli gelir basamağı
endekse bağlı ücret artması
(AT) eşik fiyatı (ithal edilen bir tarım ürününün , özellikle de tahılların topluluk içinde satabileceği en düşük fiyat
eşik fiyat
eşik fiyatı
başlangıç ücreti
(US) acemi işçi
eşiğinde