tie in

  1. Verb bağlantısı bulunmak
  2. bağlantı
  3. gizli bağlantı
  4. film
  5. spor olayı
  6. vb ile ilgili olarak piyasaya sürülen giysi
  7. oyuncak
  8. kaset
  9. vb
herhangi bir şeyle ilgili bulunan veya o şeyin tamamlayıcısı olan
ilmiklemek Verb
demetlemek Verb
direkt bağlantı
(US) bir şey satın alabilmek için bir şeyi daha alma şartı
demet yapmak Verb
uygun düşmek, uymak, tutmak, tutarlı/çelişkisiz olmak.
His story ties in with the facts: Anlattıkları gerçeklere uyuyor.
destelemek Verb
mendiline düğüm atmak Verb
parasını araziye bağlamak Verb
şaşırıp kalmak, ne yapacağını bilememek, işin içinden sıyrılamamak.
(birisini) şaşırtmak, şaşkına çevirmek, çıkmaza sokmak.
koşullu (satış): bir malı alabilmek için başka birisini de birlikte satınalma şartı.
koşullu satılan mal.
bağlantı, ilişki, ilgi, münasebet.