tread

  1. ayak basmak, basıp geçmek, üstünde yürümek.

  2. treadon/upon: tepelemek, çiğnemek, ayakla/ayak altında ezmek.
    to tread on grapes. to tread upon a person's foot.
  3. çiğneyerek/tepeleyerek (yol vb.) açmak.
    to tread a path.
  4. tread down ile ayni anlama gelir. zulmetmek, zulüm ve kötülük yapmak, zulümle ezmek/bunaltmak.
  5. dans figürü yapmak, adımlamak.
    to tread a measure.
  6. (erkek kuş) çiftleşmek, dişisine binmek.
  7. ayak basma, ayakla ezme.
  8. yürüyüş.
    a stealthy tread: sinsi yürüyüş.
  9. ayak sesi.
  10. adım.
  11. ayak tabanı.
  12. merdiven basamağının yatay tahtası.
  13. lâstik tırtılı, tekerleğin yola değen yüzeyi.
peşine düşmek, peşini bırakmamak, yakından takip etmek.
incitmek, gücendirmek, hislerini rencide etmek.
kızdırmak, öfkelendirmek, damarına basmak.
birini yakından izlemek, peşine düşmek, peşinden ayrılmamak.
yavaş ve sessiz yürümek.
fren izi
tehlikeli bir yoldan gitmek Verb
bir ateşi ayakla basarak söndürmek Verb
bir yoldan gitmek Verb
lastik tırtılı aşınması
buz üstünde ihtiyatla yürümek Verb
tread ile ayni anlama gelir. zulmetmek, zulüm ve kötülük yapmak, zulümle ezmek/bunaltmak.
baskıya girecek metni düzeltmek Verb
baskıya gidecek metni düzeltmek Verb
birinin izinde gitmek Verb
birinin ayak izinde gitmek Verb
işe tedbirli başlamak Verb
çiğnemek Verb
üstüne basmak Verb
basmak Verb
sevincinden uçmak/uçar gibi hissetmek.
çok nazik sorunlarla karşı karşıya bulunmak Verb
(olaylar) birbirini izlemek Verb
nazik bir durum karşısında dikkatli olmak.
çok tedbirli/ölçülü davranmak, ayağını denk almak.
yasak konuyu ele almak Verb
tepmek Verb
birinin nasırına basmak Verb
yakından izlemek Verb
peşine düşmek Verb
birinin nasırına basmak Verb
incitmek Verb
nasırına basmak Verb
birinin duygularını incitmek Verb
kırmak Verb
başkasının hakkına tecavüz etmek Verb
(a) (ateşi) ayakla basıp söndürmek, (b) isyan vb.) bastırmak, ezmek.
tread (12).
piyeste (başarı ile) oynamak, (mükemmel) aktörlük yapmak.
bir bisikletin pedallarını çevirmek Verb
odada ileri geri yürümek Verb
piyeste (başarı ile) oynamak, (mükemmel) aktörlük yapmak.
ayak altında ezmek/çiğnemek.
çiğnemek Verb
birini yakından izlemek Verb
peşine düşmek Verb
el ve ayak hareketleriyle su içinde dik durmak.
lastik sırtının aşınması
dikkatle ayak basmak Verb
sevinçten uçmak, etekleri zil çalmak.
Since her engagement she has been walking on air: Nişanlandığından
beri sevinçten uçuyor.
çimlere basmayınız
çimlere basmak yınız
(şaraplık) üzümü çiğnemek.