visit

  1. Noun, Software ziyaret
  2. Verb ziyaret etmek, yoklamak, uğramak.
    While we're in Europe we ought to visit Holland.
  3. Verb misafir olmak, kısa bir süre kalmak.
    My aunt usually visits us for 2 or 3 weeks in winter.
  4. Verb resmî ziyarette bulunmak, özel bir maksatla gelmek.
    Schools have to be visited from time to time by education officers.
  5. Verb çektirmek, musallat olmak, bela kesilmek.
    The plague visited London in 1665.
  6. Verb (doktor) hastayı muayeneye gitmek.
  7. Verb huzura kavuşturmak.
    The Lord hath visited His people.
  8. Noun ziyaret.
    pay a visit to: ziyaret etmek.
  9. Noun görüşmeye gitme.
  10. Noun misafirlik.
    go on a visit to: misafir olmak.
  11. Noun vizita, doktorun hastaya gitmesi.
  12. Noun resmî ziyaret, teftiş turnesi.
    right of visit : gemiyi muayene ve yoklama hakkı.
  13. Noun sohbet.
ziyaret süresi Noun
ziyaretlerini kesmek Verb
uğramadan vazgeçmek Verb
hastalarını ziyarete çıkmak Verb
hastalarına viziteye çıkmak Verb
bir ziyareti iptal etmek Verb
ziyareti iptal etmek Verb
tebrik ziyareti
kutlama ziyareti
hapishanede eş ziyareti Noun, Law
mahkûmların ziyaretçilerle bedensel temas ına izin verilen cezaevi ziyareti
mahkûmların ziyaretçilerle bedensel temasına izin verilen cezaevi ziyareti
açık görüş Noun, Law
ziyaret yapmayı düşünmek Verb
nezaket ziyareti
(polisin) eve uğraması
(Br) ev arama tarama
fabrika ziyareti
veda ziyareti
ilk ziyaret
teşehhüt miktarı oturma
kısa ziyaret
hastane ziyareti
resmi olmayan ziyaret
allahaısmarladık ziyareti
aşırı uzun süren ziyaret
kapalı görüş Noun, Law
ara sıra ziyaret
veda ziyareti
kısa ziyarette bulunmak Verb
uğramak Verb
ziyaret gerçekleştirmek Verb
ziyaretine gitmek Verb
ziyaret etmek Verb
birine ziyarette bulunmak Verb
birine uğramak Verb
fabrika ziyareti
polis ziyareti
ziyareti uzatmak Verb
bir ziyareti uzatmak Verb
resmi ziyaret
devlet adamlarının resmi ziyareti
(US) ambar teftişi
inceleme gezisi Noun
bir müzeyi ziyaret etmek Verb
görüşme yasağı Noun, Politics-Intl. Relations
müşterileri kendi yerlerinde ziyaret etmek Verb
ziyaret süresi Noun, Software
görüşmek Verb
nezaket ziyareti
taziye ziyareti
uzun süren ziyaret
ambar teftişi
(ceza, gazap vb.) vermek, yüklemek, çektirmek.
The court visited all costs on them: Mahkeme bütün
masrafları onlara yükledi.
visit the sins of fathers upon the children: Babaların günahını çocuklarına çektirmek. (öç, intikam, vb.) almak.
He visited his anger on me: Öfkesini benden aldı.
telefon sohbeti
görüşme izni Noun, Law
birini ziyaret etmek Verb
fuara gitmek Verb
binayı baştan aşağı taramak Verb
borsaya uğramak Verb
borsaya uğramak Verb
sergiyi ziyaret
arkadaşlara misafirliğe gitme
doktora gitme
birlikleri teftiş etmek Verb
ahbaplık etmek, ahbapça konuşmak.
birini ziyaret etmek Verb
fabrikayı gezme izni almış olmak Verb
fabrika gezme izni almış olmak Verb
ziyareti kısa kesmek Verb
bir ziyareti kısa kesmek Verb
bir ziyareti birkaç gün uzatmak Verb
deniz kenarına bir gezintiye gitmek Verb