winter

English-Turkish Translation

  1. Noun kış.
    a hard winter = a very cold winter: şiddetli kış, karakış.
    a mild winter: hafif kış.

    an open winter : havaların iyi gittiği kış.
    depth of winter: kış ortası, zemheri, karakış.
    One winter we went to Bursa.
    Last winter: geçen kış.
    winter clothes: kışlık elbiseler.
    (İlgili sıfat: hibernal, hiemal).
  2. Noun soğuk hava.
    a touch of winter.
  3. Noun yaş, ömrün bir yılı.
    a man of sixty winters: 60 yaşında bir adam.
  4. Noun ömrün son yılları, bir şeyin son safhası, zeval, çöküntü dönemi.
    The winter of our discontent.
  5. Adjective kış+, kışa özgü, kışlık.
  6. Adjective baharda ürün verecek şekilde güzün ekilen.
  7. Adjective (meyve, sebze, vb.) kışa dayanan.
  8. Intransitive Verb kışlamak, kışı geçirmek.
    We plan to winter in Italy.
  9. Intransitive Verb kışlatmak, kışın muhafaza etmek/ barındırmak/beslemek.
    The cows are wintering in the barn.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

apples keep all winter
elmalar bütün kış bozulmadan durur
during the winter
kışın
hard winter
sert kış
in the dead of winter
kışın ortasında
in the dead of winter
kışta kıyamette Adverb
in the deep of winter
kış ortasında.
the deep of winter: karakış.
deep into the night: gecenin ilerlemiş saatlerinde,
gecenin geç vaktinde.
in the depth of winter
kışın ortasında
in the winter
kışın
lay in store for the winter
kış için depolamak Verb
lay in supplies for the winter
kış için erzak depolamak Verb
lay stores for winter
kış için erzak tedarik etmek Verb
oncoming winter
önümüzdeki kış
open winter
donsuz kış
stock up for the winter
kış için stok yapmak Verb
suitable for use in the winter
kışlık
the coldest part of the winter
karakış
the coldest part of winter
zemheri
the dead of winter
zemheri
the dead of winter
kışın ortası Noun
the dead of winter
karakış
winter (somewhere
kışlamak Verb
winter abode
kışlık mesken
winter abode
kışlık ev
winter aconite
sarı düğün çiçeği
(Eranthis hyemalis).
winter barley
kışlık arpa, güzün ekilip yazın erken biçilen arpa.
winter cactus
subayra
(Epiphyllum grandiflora).
winter catalog (ue
kışlık katalog
winter catalog (ue)
kışlık katalog
winter cherry
güveyfeneri
(Physalis)
winter crop
kış ürünü
winter flounder
Atlas yassıbalığı
(Pseudopleuronectes americanus): K. Atlantikte bulunur, eti yenir.
winter flounder
kış pisisi
(Pseudopleuronectes americanus). K. Amerika Atlantik kıyılarında kışın avlanan pisi balığı.
winter garden
veranda
winter garden
kış bahçesi
winter garden
limonluk
winter house
kışlık
winter lamb
kış kuzusu.
winter melon
kış kavunu (
Cucumis melo inodorus).
Winter Olympics
Kış Olimpiyatları Noun
winter quarters
kış karargâhı Military
winter quarters
kışla, kışlak, kışlık konut.
winter resident
kış sakini
winter resort
kış dinlenme yeri
winter resort
kış sporları merkezi
winter resort
kış tedavi merkezi
winter sale
(US) kış indirimli satışı
winter sale
kış indirimli satışı
winter sale
kış mevsimi satışı
winter savory
kış kekiği.
winter schedule
kış tarifesi
winter season
kış mevsimi.
winter solstice
gündönümü, 22 aralık.
winter sports
kış sporları.
winter sports resort
kış sporları merkezi
winter squash
balkabağı, helvacı kabağı
(Cucurbita maxima, C. moschata).
winter stock
kış stoku
winter term
kış sömestri
winter visitors
kış ziyaretçileri Noun
winter wardrobe
kışlıklar
winter weather
kış havası Noun
winter weather
kış
winter wheat
güzlük buğday, güzün ekilip yazın erken biçilen buğday.
during the winter months
kış aylarında Adverb
go into winter quarters
kışlığa taşınmak Verb
spend the winter abroad
kışı memleket dışında geçirmek Verb
summer and winter alike
yaz kış
English-Turkish phrases from Zargan's own database