yükümlülük

Turkish-English Translation

  1. charge
  2. Noun responsibility
  3. Noun liability
  4. Noun obligation
  5. Noun engagement
  6. Noun accountability
  7. Noun legality
  8. guardianship
  9. Noun amenability
  10. onerousness
  11. obediential obligation
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

bilgilendirme yükümlülüğü
obligation to inform Noun, Law
hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü
judge's duty to ensure that the parties present all relevant facts Noun, Law
işletmeden çıkarma yükümlülüğü
asset retirement obligation Noun, Accounting
kullanımdan çıkarma yükümlülüğü
asset retirement obligation Noun, Accounting
mali yükümlülük
fiscal obligation Noun, Accounting
tesis söküm ve çevre temizliği yükümlülüğü
asset retirement obligation Noun, Accounting
tesis söküm ve rehabilitasyon yükümlülüğü
asset retirement obligation Noun, Accounting
uluslararası yükümlülük
international obligation Noun, International Law
(mahkemece saptanmış) aileye düşen yükümlülük
family provision
açık yükümlülük
express obligation
adalet gereği yükümlülük
equitable obligation
ahlaki yükümlülük
imperfect obligation
ahlaki yükümlülük
moral duty Noun, Philosophy
ahlaki yükümlülük
ethical obligation Noun, Philosophy
ahlaki yükümlülük
ethical duty Noun, Philosophy
ahlaki yükümlülük
moral obligation Noun, Philosophy
akdi yükümlülük
conventional obligation
akdî yükümlülük
contractual obligation Noun, Law
bağlayıcı yazılı yükümlülük
obligatory writing
baş yükümlülük
primitive obligation
başka olaylara bağlı bir yükümlülük
contingent obligation
bir gayri menkul ile ilgili taahhüt veya yükümlülük
real covenant
bir gayrimenkul üzerindeki ipotek gibi bir yükümlülük
encumbrance Noun, Law
bir sözleşme tahtındaki yükümlülük
liability under a contract
bölünemez yükümlülük
indivisible obligation
doğrudan doğruya yükümlülük
direct obligation
etik yükümlülük
moral obligation Noun, Philosophy
etik yükümlülük
moral duty Noun, Philosophy
etik yükümlülük
ethical obligation Noun, Philosophy
etik yükümlülük
ethical duty Noun, Philosophy
gelecekteki yükümlülük
prospective obligation
genel yükümlülük
general obligation
hukuki yükümlülük
legal obligation Noun, Law
hukuki yükümlülük
statutory duty Noun, Law
hukuki yükümlülük
statutory obligation Noun, Law
hukuki yükümlülük
legal duty Noun, Law
hukuksal yükümlülük
statutory duty Noun, Law
hukuksal yükümlülük
legal obligation Noun, Law
hukuksal yükümlülük
statutory obligation Noun, Law
hukuksal yükümlülük
legal duty Noun, Law
infisahi veya taliki şarta bağlanan yükümlülük
conditional obligation
kanuni yükümlülük
legal obligation Noun, Law
kanuni yükümlülük
statutory duty Noun, Law
kanuni yükümlülük
statutory obligation Noun, Law
kanuni yükümlülük
legal duty Noun, Law
karşı yükümlülük
counterobligation
karşı yükümlülük
counter-obligation
karşı yükümlülük
cross undertaking
kısa vadeli yükümlülük
short term liability
kişisel yükümlülük
personal obligation
mali yükümlülük
financial obligation
mesleki yükümlülük
professional obligation
mevcut yükümlülük
existing liability
müşterek müteselsil yükümlülük
joint and several obligation
müteselsil yükümlülük
several liability
mutlak yükümlülük
absolute obligation
önceki yükümlülük
prior obligation
ortak yükümlülük
joint promise
parasal yükümlülük
pecuniary obligation
şarta bağlı yükümlülük
contingent liability Noun, Accounting
şarta bağlı yükümlülük
conditional obligation
şartlı yükümlülük
dependent contract
şartsız yükümlülük
pure obligation
sınırlı yükümlülük
fixed charge
sınırlı yükümlülük
fixed charges
sınırsız yükümlülük
floating charge
sınırsız yükümlülük
floating charges
sözleşme gereği yükümlülük
obligation under a contract
sözleşme gereği yükümlülük
liability under a contract
sözleşmede öngörülen en önemli yükümlülük
primary obligation
sözleşmeden doğan yükümlülük
contractual obligation
sözleşmeye dayanan yükümlülük
contractual liability
sözleşmeye dayanmayan yükümlülük
noncontractual liability
sürekli yükümlülük
continuing obligation
taahhüdün şartsız yerine getirilmesini öngören yükümlülük
absolute obligation
tam yükümlülük
full duty
tasfiye edilmiş yükümlülük
liquidated liability
tek taraflı yükümlülük
unilateral obligation
temel yükümlülük
basic obligation
temel yükümlülük
basic obligations
temel yükümlülük
basis of obligation
üstlenilen yükümlülük
assumed liability
uzun vadeli yükümlülük
long- term liability
yasal yükümlülük
legal obligation Noun, Law
yasal yükümlülük
statutory duty Noun, Law
yasal yükümlülük
statutory obligation Noun, Law
yasal yükümlülük
legal duty Noun, Law
zımni yükümlülük
implied obligation
zincirleme yükümlülük
double liability
zor gerçekleştirilen yükümlülük
onerous obligation
yükümlülük (borç) ihlâli iddiası
alleged infringement of an obligation
yükümlülük altına girmek
to assume obligations Verb
yükümlülük altına sokmak
to indebt Verb
yükümlülük ihlali
breach of obligations Noun, Law
yükümlülük taşımayan ciranta
qualified endorser
yükümlülük taşımayan ciro
endorsement without recourse
Yükümlülük ve Giderler Karşılığı
Provision for Liabilities and Expenses Accounting
yükümlülük yaratma
creation of an obligation
yükümlülük, sorumluluk, taahhüt
obligation and liability
ahlaki açıdan yükümlülük duyma
morally bound
ahlaki bir yükümlülük duymak
to feel a moral obligation Verb
ahlaksal açıdan yükümlülük duyma
morally bound
bir yükümlülük altına girmek
to sign up Verb
bir yükümlülük altına girmek
to enter into an obligation Verb
bir yükümlülük altına sokmak
to put under an obligation Verb
bir yükümlülük altında olmak
to lie under an obligation Verb
bir yükümlülük doğurmak
to incur an obligation Verb
bir yükümlülük yaratma
creation of an obligation
bir yükümlülük yüklemek
to impose an obligation Verb
bir yükümlülük yükleyen hibe
onerous gift
bir yükümlülük yükleyen koşul
restrictive condition
bir yükümlülük yükleyen şart
restrictive condition
birine bir yükümlülük yüklemek
to throw an obligation on sb Verb
birine yükümlülük yüklemek
to fasten an obligation on sb Verb
birini bir yükümlülük altına sokmak
to lay someone under an obligation Verb
birini bir yükümlülük altına sokmak
to throw someone under an obligation Verb
finansal açıdan yükümlülük artması
overcommitment
ilerde yer alacak bir yükümlülük sorumluluğu
secondary liability
kanuni yükümlülük doğurma kasıt stıı
intention to create legal obligation
kanuni yükümlülük doğurma kastı
intention to create legal obligation
müspet bir emir veya yükümlülük yükleyen
affirmative statute
parasal bir yükümlülük yüklemek
to impose a pecuniary obligation Verb
seçimlik borç veya yükümlülük yükleyen karar
alternative judgment Noun, Law
söz üyle yükümlülük altına girmek
to be bound by one's promise Verb
sözüyle yükümlülük altına girmek
to be bound by one's promise Verb
tahdit edici şart (bir yükümlülük yükleyen koşul
restrictive
tek taraflı yükümlülük getiren antlaşma
nude pact
üstüne yükümlülük almak
to oblige oneself Verb
üzerine bir yükümlülük almak
to shoulder a liability Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yükümlü olma durumu, mükellefiyet
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.