1. İsim, Hukuk belirsizlik, belirsiz/muallâk bir durumda olma: örneğin vârisi belli olmayan emlâkin durumu.
  2. İsim askıya alma, erteleme, geciktirme.
    Let's hold that problem in abeyance = abeyancy for a short while:
    Bu sorunu kısa bir süre erteleyelim/çözümsüz/askıda bırakalım.
  3. İsim geçici olarak bir yasayı yürürlükten kaldırma, (hakları) askıya alma, (bir makamı) boş bırakma/tutma.

    to leave a decree in abeyance = abeyancy: bir emir veya kararnameyi kaldırmak/askıya almak.
    The matter is still in abeyance = abeyancy: Bu iş hâlâ muallâktadır.
    law in abeyance = abeyancy: muattal/uygulanmayan yasa.
muallakta kalmak Fiil
makbuzlar İsim
tediyeleri sürüncemede kalmış senetler İsim
kimsenin talep etmediği miras
muteber olmayan miras
henüz tevarüs edilmemiş miras
yürürlükten kalkmak Fiil
kullanılmaz duruma gelmek Fiil
paylaşılmadan duran miras
sahipsiz araziler İsim
askıda bırakmak Fiil
bu kanun şimdiki halde uygulanmamakta
duran iş
askıda sipariş (bir reklamın yayımlanması için televizyon kurumuna başvurulduğunda , reklam programında
yer olmaması nedeniyle isteğin askıda kalması