1. artık, birikinti, birikmiş/artakalan şey (malzeme, stok, iş vb.).
    a backlog of business orders:
    birikmiş siparişler.
    build up/reduce a backlog: (işleri vb.) biriktirmek/azaltmak.
    After my holiday, I had a big backlog of work to get through.
  2. ocağın gerisindeki büyük kütük.
  3. yedek olarak saklamak, bir tarafa ayırmak/koymak.
(us) büyük iş hacminden ötürü borsa simsarlık işlemlerindeki gecikme
yükselen konjonktür
birikmiş talepler
birikmiş talep biler