1. şiş(ir)mek, genişle(t)mek, kabar(t)mak.
    Their bellies were bloated from overeating.
  2. kibirlenmek, gururlanmak, kurumlanmak, çalım satmak.
    The promotion has bloated his ego to an alarming
    degree: Terfi onu müthiş kibirli yaptı.
  3. (balığı) tuzlamak, tütsülemek.
  4. hoven ile ayni anlama gelir. şişme, şişkinlik: sığır, at ve koyunların yeşil ot ve sebzeleri fazla
    yemeleri sonucunda hasıl olan gazlardan bağırsaklarının şişmesi.
  5. şişmiş, şişkin şey/hayvan.
  6. ayyaş, zilzurna sarhoş, küfelik.
  7. (bkz: bloater ) (1,2).