Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. başta (gelen), en öndeki/baştaki, başlıca, bellibaşlı.
    The foremost writers in the English language.
  2. ilkönce, önde.
    head foremost: tepetaklak.
    He stumbled and fell head foremost: Tökezledi ve tepe taklak düştü.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

put one's best foot forward/foremost
(a) iyi tesir bırakmaya çalışmak, iyi tarafını göstermek, (b) hızlı yürümek, acele etmek.
It's a long
way to the village, but if you put your best foot forward you'll reach it before the evening. (c) çok gayret sarfetmek, elinden geleni yapmak.
You've been so lazy in the past few months, you'll have to put your best foot forward if you want to pass that examination now.
put one's best leg foremost
acele etmek Fiil
a dive with the feet foremost
çivileme
be carried away with the heels foremost
nalları dikmek Fiil
be carried out feet foremost
cenazesi çıkmak.
first and foremost
ilkönce, herşeyden önce/evvel, en önemlisi, en başta.
He's written many different kind of books, but
he's first and foremost a poet.
first and foremost
herşeyden önce, evvelemirde.
head foremost
tepetaklak
head foremost
tepesi üstü
head foremost
tepe aşağı
occupy the foremost place
başa geçmek Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.