1. hayat, yaşama, kalım, dirim.
    Animal and plant life: Hayvan ve bitki hayatı.
    to risk one's life:
    hayatını tehlikeye koymak.
    life is like that: Hayat budur/böyledir.
    It is a matter of life and death: Ölüm-kalım meselesidir.
  2. canlılık, can, ruh.
    come to life: canlanmak.
    He came to life again: Yeniden canlandı.
    bring
    to life: diriltmek, canlandırmak.
    carry one's life in one's hands: kelleyi kolyuğa almak, canını dişine takmak.
    There was no sign of life: Canlılık alâmeti yoktu.
    loss of life: ölüm.
    lose one's life: canını vermek, ölmek.
    The cat has nine lives: Kedi dokuz canlıdır.
    to have as many lives as a cat: kedi gibi dokuz canlı olmak.
    to lay down one's life: canını feda etmek.
  3. hayatiyet, canlılık, hareket.
    The town came to life when sailors arrived: Denizciler gelince şehir
    canlandı.
    It put new life into me: Bana yeniden canlılık verdi.
  4. yaşam, ömür, hayat.
    in his life : hayatında.
    He lived in France all his life: Bütün ömrünü
    Fransada geçirdi.
    a long/short/eternal life: uzun/kısa/ebedî ömür/hayat.
    the rest of my life: geri kalan ömrüm.
    Never in (all) my life have I seen such stupidity: Ömrümde böyle saçmalık görmedim.
    He has seen life: Görmüş geçirmiş/feleğin çemberinden geçmiştir.
    one's station/position in life: insanın hayattaki/toplumdaki yeri.
  5. yaşamsal, hayatî, hayat+.
    a life policy: hayat sigortası (poliçesi).
  6. (yaşama/dayanma) süresi/müddeti.
    for his/her life: ömür boyunca, yaşadığı sürece, kaydıhayat şartıyla.

    for the life of me: yüz yıl yaşasam, hiç, asla, dünyada.
    I can't for the life of me understand: Bunu asla anlamıyorum/buna hiç aklım ermiyor.
    the life of a battery/of an engine: bir bataryanın/motorun ömrü/dayanma süresi.
  7. ömür boyu, yaşadığı sürece, daimî, müebbet.
    life annuity/pension: ömür boyu gelir/emeklilik.
    a
    life member: daimî üye.
    life sentence = life prison: müebbet (ömür boyu) hapis.
    to be sent to prison for life: müebbet hapse mahkûm olmak.
  8. canlı (mahlûk), canlılar.
    Ten lives were lost in the fire. There is no life on desert island.

    The water swarms with life: Suda birçok canlılar kaynaşıyor.
  9. yaşama (tarzı).
    manner of life: yaşama tarzı.
    Which do you prefer, town or city life?
    a
    dull life: sıkıcı bir hayat.
    to lead a quiet life: sakin bir hayat sürmek.
  10. zevk, sefa, cümbüş, eğlence.
    There isn't much life in our village. You will never see life if you stay at home forever.
  11. özyaşam, özgeçmiş, biyografi.
    to write someone's life. The life of the President.
  12. en kıymetli şey,
    (Fig.) can, ruh.
    She was my life . Teaching is his entire life.
  13. (sanat) canlı model.
    The portrait was painted from life. Drawn from life.
  14. (şarap vb.) köpürme.
  15. tazelik, taravet, körpelik.
  16. zindelik, canlılık, hareketlilik, coşkunluk.
    He's full of life . There was no life in her dancing.
  17. (a) ebedî/ruhanî hayat.
    the life to come: ahret. (b) Allah.
  18. çağ, hayatın belirli bir dönemi.
    adult life: erginlik çağı.
    at my time of life: benim yaşımda/çağımda,
    bu yaştan sonra.
    married life: evlilik hayatı.
    single life: bekârlık.
  19. geçim, maişet.
insanın hayattaki mevkiine göre
bir şirkete hayat sigortası yaptırmak Fiil
(Br) bir şirkete hayat sigortası yaptırmak Fiil
hayatını tehlikeye atarak
hayatı pahasına
hayatını tehlikeye atarak
kendi hayatı pahasına
ömrü boyunca birinin baş belası olmak Fiil
öldürülmekten korkmak Fiil
hayatı için endişe etmek Fiil
(sanık) hüküm giyme (idam) tehlikesiyle karşı karşıya bulunmak Fiil
yaşamı tehlikede olmak Fiil
hayat hikâyesini yazmak Fiil
günlük hayatında elzem hale gelmek Fiil
kesinkes emin olmak Fiil
hayatıni tehlikeye atmak Fiil
ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olmak Fiil
hayatını tehlikeye atmak Fiil
hayatını bir fikre adamak Fiil
hayatını vakfetmek Fiil
canını korumak Fiil
yaşamının yeni bir dönemine girmek Fiil
postu kurtarmak, canını zor kurtarmak.
hayatını tehlikeye atmak Fiil
can kaygısına düşmek Fiil
can korkusu ile kaçmak.
canı/hayatı pahasına, canını dişine takarak, tatlı canı için, bütün gücü/kuvveti ile.
hayatından olmak Fiil
çok kızmak Fiil
hayatının şokunu yemek Fiil
hayatını feda etmek Fiil
canını vatanına feda etmek Fiil
kurban olmak Fiil
hayatını korumak Fiil
hayatını sigorta ettirmek Fiil
gülüp eğlenmek, eğlenceli vakit geçirmek, zevku safa sürmek.
fevkalâde iyi vakit geçirmek, çok mutlu olmak,
have a rough/hard time: eziyet/sıkıntı çekmek.
hayatında çok kitap okumuş olmak Fiil
hayatını tehlikeye atmak Fiil
hayatını hiçe saymak.
birinin hayatından endişe etmek Fiil
hayatıni sigorta ettirmek Fiil
hayat sigortası yaptırmak Fiil
hayatını sigorta ettirmek Fiil
bir başkasının menfaatine kendi hayatını sigorta ettirmek Fiil
bir başkası menfaatine kendi hayatını sigorta ettirmek Fiil
servetini ömür boyu gelire yatırmak Fiil
birikimli hayat sigortası İsim, Sigorta
hayatını tehlikeye atmak Fiil
canını feda etmek.
biri için hayatını tehlikeye atmak Fiil
biri için hayatıni tehlikeye atmak Fiil
yaşam koçu İsim
yaşam koçluğu İsim
Hayat sigortası (NACE kodu: 65.11) İsim, Sanayi ve Zanaatler
başkasının hayatını yaşamak Fiil
kendini başkası sanmak Fiil
başkası olduğunu hayal etmek Fiil
ölmek Fiil
kazada hayatını kaybetmek Fiil
kazada hayatıni kaybetmek Fiil
hayatımın aşkı İsim
yeni hayatını zevkü sefa içinde geçirmek Fiil
hayatta başarı kazanmak Fiil
birini doğduğuna pişman etmek.
kişinin hayattaki amacı
hayatını borçlu olmak Fiil
hayatını gözden geçirmek Fiil
hayatının şöyle bir muhasebesini yapmak Fiil
hayati tehlike
bir tür birikimli hayat sigortası İsim, Sigorta
birinin başına bela kesilmek, musallat olmak, başının etini yemek.
bütün hayatını zehir etmek Fiil
bütün hayatını zehirlemek Fiil
hayatına son vermek Fiil
canı ile oynamak Fiil
hayatında dönüm noktasına gelmek Fiil
hayatını boşa harcamak Fiil
hayatını tehlikeye atmak Fiil
biri için hayatıni tehlikeye atmak Fiil
canını kurtarmak, kaçıp kurtulmak.
hayatını feda etmek Fiil
hayatıni feda etmek Fiil
canını feda etmek Fiil
canını kurtarmak Fiil
hayatını kurtarmak Fiil
birinin canına kasdetmek.
canına çok değer vermek Fiil
hayatını pahalıya satmak Fiil
hayatıni pahalıya satmak Fiil
hayatını tehlikeye atmak Fiil
hayatını bir şansa bağlamak Fiil
aman vermek Fiil
hayatının büyük kısmını politikada geçirmek Fiil
hayatıni boşa harcamak Fiil
hayatını boşa harcamak Fiil
bütün hayatını ona bağlamak Fiil
daima ölümle karşı karşıya olmak, ölüm tehlikesine maruz bulunmak, kelleyi koltuğa almak.
kellesini koltuğuna almak.
hayatını tehlikeye atmak Fiil
(birini) öldürmek, canına kıymak.
take (one's) own life: intihar etmek, kendi canına kıymak.
durmadan konuşmak Fiil
yaşamının mahrem ayrıntılarını bir dosta anlatmak Fiil
hayatını heder etmek.
bir şirkete hayat sigortası yaptırmak Fiil
bir tür birikimli hayat sigortası İsim, Sigorta
hayatını tehlikeye atmak Fiil
bir tür birikimli hayat sigortası İsim, Sigorta
hayatını yazmak Fiil
(borç) üzerinde anlaşmaya varılan süre
hayvanlar dünyası İsim
ortalama ömür
iş hayatı İsim
çalışmayla geçen ömür
şehir hayatı
sosyal hayat
tefekkür hayatı
hayat için tehlikeli
sefahat hayatı
kullanma süresi
kullanılma süresi
ekonomik ömür (bir varlığın fiziksel ve teknik olarak yararlı olabilme süresi
aile hayatı
hayat boyunca
ömür boyu İsim
gelişme ve refah döneminin arkasından gelen yozlaşma ve çöküş
lüks hayat
sanayii hayatı
sanayi hayatı
özel yaşam
zihin hayatı
sefil hayat
lüks hayat
evlilik hayatı
ortalama ömür
orta yaş
göçebelik
(makine) teknik kullanım ömrü
özel yaşam
bir kimsenin özel hayatı
ömür
kamu hayatı
okul hayatı
toplumsal hayat
yoğun faaliyetle geçen hayat
şehir hayatı
yaşanmış
kullanım süresi İsim, Muhasebe
bir şeyin yararlı kullanım süresi
ekonomik ömür İsim, Ulaşım
monoton hayat
günlük hayat
ömür boyunca geliri olan kişi
kaydıhayatla irat
ömür mrü boyunca irat
ömür boyu lehdar
canlılık
can filikası İsim
devamlı aidat ödemeyi teminat altına alan senet
hayat arkadaşı
hayat tehlikesi
siper
ömür mrü boyu hapis
ömür mrü boyu gelir
hayat boyu yararlanılan menfaat
(Br) hayat sigortası bürosu İsim
hayat sigortası İsim
ölüm ya da belirli bir yaşa ulaşma gibi kaçınılmaz bir olaya ilişkin tüm sigortaları kapsayan sigorta
hayat sigortası primi
şamandıra sinyali
hayat standardı
yaşayış
yaşam biçimi
hayat boyu abone
hayat boyu kiracı
tahlisiye yeleği
rahat hayat sürmek Fiil
fibrous Sıfat
fibrious