1. (a) etrafına/sağına soluna bakmak, dört yanını gözlemek/kollamak, civarı görmek.
    We hardly had time
    to look about us before we had to continue our journey: Civarı görmeye pek fırsat bulamadan seyahatimize devam ettik. (b) (bir yeri/durumu) incelemek, gözden geçirmek. (c)
    look about (for sth): aramak, araştırmak.
    Are you still looking about for a job?
    look about for someone: gözleriyle birisini araştırmak.
bakınmak, göz gezdirmek.
iş kollamak Fiil
Elini çabuk tutsan iyi olur.