Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
nibble
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Terimler/Kalıplar
Ingilizce-Türkçe Çeviri
gevelemek, azar azar ısırmak.
She nibbled a cracker/a cookie.
nibble at
: (hafifçe/azıcık) ısırmak.
a fish nibbles at the bait.
çöplenmek, azar azar (ısırarak) yemek.
nibble away
: yeyip bitirmek, azar azar tüketmek.
Food
and rent nibbled away at the money they had saved.
kemirmek, dişlemek.
The mice have nibbled a part of the cheese.
(koyun) otlamak, çimlenmek.
ilgilenmek, bir şeyi kabul eder görünmek, kabule niyetli olmak.
He's nibbling at the offer of a job in a big company.
şiddetle eleştirmek/tenkit atmak, didiklemek, didik didik etmek.
Critics nibbling a new play.
küçük/ufak lokma, ufak parça, kırıntı, tadımlık.
I'll just try a nibble of this cheese.
ısırım, hafifçe/azıcık ısırma.
Mice had had a nibble at the cheese.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler
nibble at one's food
yiyeceğini azar azar ısırarak yemek
nibble (measurement unit)
yarım byte
Bilgi Teknolojileri
take/nibble at/rise to/swallow the bait
zokayı yutmak.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.