(a) vaktiyle, bir zamanlar.
At one time I lived in France. (b) eski(den), sabık.
at one time governor of Bursa: sabık Bursa valisi. (c) hep birden, aynı zamanda.
They all started to talk at one time: Hep bir ağızdan konuşmaya başladılar.
eski, evvelki, sabık.
His one-time = onetime partner.
zamanının ilerisinde olmak
Fiil
zamanınin ilerisinde olmak
Fiil
ödemelerinde hep gecikmek
Fiil
zamanından önce doğmuş olmak
Fiil
zamanını dilediği gibi kullanmak
Fiil
cezasını çekmeye başlamak
Fiil
vakit ktiinıbeklemek
Fiil
fırsat gözlemek, kollamak, (uygun zamanını) beklemek.
He wanted to ask for a raise, but bided his time until the right moment.
vaktini boşa harcamak
Fiil
zamanını birine ayırmak
Fiil
vaktini dilediği gibi harcamak
Fiil
zamanını dilediği gibi kullanmak
Fiil
vakit ktiinıdilediği gibi harcamak
Fiil
zamanı iş ile oyun arasında bölmek
Fiil
hapis süresini doldurmak
Fiil
boş zamanını kullanmak
Fiil
boş zamanını okuyarak doldurmak
Fiil
vaktini boşa harcamak
Fiil
zamanını boşa harcamak
Fiil
zamanının aşırı bir kısmını okumaya ayırmak
Fiil
iyi günler görmüş geçirmiş olmak
Fiil
ancak bir tek atacak kadar vakti olmak
Fiil
gülüp eğlenmek, eğlenceli vakit geçirmek, zevku safa sürmek.
fevkalâde iyi vakit geçirmek, çok mutlu olmak,
have a rough/hard time: eziyet/sıkıntı çekmek.
vaktini iyi kullanmak
Fiil
zamanını iyi kullanmak
Fiil
vakit ktiinıiyi kullanmak
Fiil
birinin kabulü için zaman sınırı tespit etmek
Fiil
çağına damgasını vurmak
Fiil
zamanını iyi kullanmak
Fiil
zamanını yapacağı işlere ayırmak
Fiil
zamanını boşa harcamak
Fiil
vakit ktiinıkötüye kullanmak
Fiil
vaktini kötüye kullanmak
Fiil
(US) bir aylık vadeli mevduat
eski, evvelki, sabık.
His one-time = onetime partner.
boş zamanını geçirmek için program yapmak
Fiil
vaktini boşa harcamak
Fiil
zamanını bir programa sokmak
Fiil
vaktini okuyarak geçirmek
Fiil
(US) zamanını boşa harcamak
Fiil
zamanıni programlamak
Fiil
zamanını programlamak
Fiil
hapis cezasını tamamlamak
Fiil
zamanına fazla değer vermek
Fiil
saatini radyodaki saat ayarı sinyaline göre ayarlamak
Fiil
çalışma süresini kısaltmak
Fiil
boş zamanını geçirmek
Fiil
birinin bütün zamanını almak
Fiil
bir işi özenerek/itina ile yapmak.
bir işi itinayla yapmak
Fiil
boş zamanını öldürmek
Fiil
zamanını boşa harcamamak
Fiil
eşref saatini beklemek
Fiil
zamanını boşa harcamak
Fiil
zamanını önemsiz şeyler için boşuna harcamak
Fiil